Alınyazısı ve Kader... (DENEME)

Alınyazısı ve kader…

Üzerinde çok konuşulan, çok tartışılan ve kimsenin net olarak bilmediği iki kavram … Nedir alınyazısı ve kader?

İslam’ın şartlarından biridir alınyazısı ve kadere inanmak… Hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmak… İnanan insan için elbette ki her şey Allah tan’dır.. Tüm evrenin yaradılışı, var oluşu ve sonu sadece Allah tarafından bilinir ve her şey onun hükmü ile gerçekleşir.

Hiçbirimiz doğduğumuz aileyi seçme gibi bir lükse sahip değiliz. Yine hiçbirimiz istediğimiz için dünyaya gelmedik. Ve hiçbirimizde ne zaman, nasıl öleceğimiz konusunda bir bilgiye sahip değiliz.

Allah insanı yarattı ve ona kendi ruhundan çok küçük bir parça üfledi. Yarattığı hiçbir varlığa vermediği bu inanılmaz güç ile insanoğlunu onurlandırıp, taçlandırdı. Ve yine insanı zeka, akıl, mantık, irade ve idrak yetenekleri ile donattı. İnsana kendi ruhundan bir parça üfleyerek ona yaratıcılık verdi. İnsanı en mükemmel haliyle var etti.

Eğer insanın doğumundan itibaren ölene dek yaptığı her şey yazılı olsaydı ona bu özellikleri verir miydi?

Eğer insanın yaptığı her şey alınyazısı olsaydı sevap ve günah, cennet ve cehennem kavramlarına gerek olur muydu?

Yarattığı insanın cinayet işleyeceğini, inanmayacağını, günahkar olacağını alnına yazmış olsaydı gönderdiği peygamberler ve kitaplar aracılığı ile onu düşünmeye, inanmaya ve doğru insan olmaya davet eder miydi?

Yarattığı insanın her eylemini alnına değişmeyecek bir yazı olarak yazmış olsaydı ceza yada mükafat vaat eder miydi?

Madem ki her şey belirlenmiş, değiştirilemez olsaydı bu dünyaya gerek olur muydu?

Peki insanın kukladan bir farkı olur muydu?

İşte tam bu soruların cevabında buluyorum ben alınyazısı ve kader anlayışını. Bana göre alınyazımız doğumumuz ve ölümümüzle ilgili bir gerçek. Doğumumuz ve ölümümüz alınyazımızdır ve değiştirilemez. Kaderimiz ise dünyanın neresinde, nasıl bir toplumda, nasıl bir inanç sisteminin içinde ve nasıl bir ailede doğduğumuz ile ilgili. Ait olduğumuz aile, yaşadığımız ülke ve çevre ise bizim kaderimizdir. Kader ise insan yaşamı içinde değişebilir bir kavramdır.

Allah bize bir ömür biçti, bizi pek çok sıfat ile donattı ve bizi özgür bıraktı. Verdiği aklı, zekayı, irade ve yaratma gücünü kullanarak o ömrün için en iyi şekilde doldurmamızı istedi.

Yaşamımızın içini bizler kendi özgür irademiz ile dolduruyoruz. Hayatımız bizim tercihlerimizin ve çabalarımızın bir sonucu. Attığımız adımlar ve verdiğimiz kararlar yaşamımızı belirliyor.

Bana göre hayat tercihlerden ibarettir. Yanlış atılan her adım, yanlış verilen her karar bizi bir çıkmaza sürüklerken, doğru atılan her adım ve doğru verilen her karar bizi mutluluğa götürüyor.

Hayat bizim hayatımız ve sahip olduğumuz bir demet yaşamı en iyi şekilde yaşamak sadece bizim elimizde. Çalışarak, düşünerek, hatalarımızdan ders alarak, sabrederek, azim göstererek onu olabileceği en iyi hale getirmek, bizim sorumluluğumuz ve kendimize karşı olan en büyük görevimizdir.

Kaderci bir yaklaşım bizi sadece karamsarlığa, mutsuzluğa ve yaşanmadan yok olup giden koca bir ömre mahkum eder sadece.

Hayata karşı biraz cesur olmak, Allah’ın bizleri ne kadar güçlü yarattığını unutmamak, bize verilen yetileri en doğru şekilde kullanmak zorundayız. Yaptığımız davranışların arkasında durmak, gerekiyorsa bedel ödemek ama en önemlisi ders almak ve tekrar aynı hatları yapmamak zorundayız. Kendi seçimlerimizin sonuçlarına katlanmak istemeyip günah keçileri aramaya yada bu benim alınyazım kaderim diyerek kendimizi uyutmaya, kandırmaya hakkımız yok. Hayat çok kısa ve çok değerli…Onu en iyi şekilde yaşamak zorundayız.

Yaptığımız seçimler, verdiğimiz kararlardır bizim kaderimiz….. Yaşam hikayemiz bizim tercihlerimizin bir sonucudur. Bunu idrak edebilirsek, onu en iyi hale getirmek için gereken çabayı gösterebiliriz.

Ve hepimiz bu güce fazlasıyla sahibiz…..