Üstü başı, yüzünün karası
Seni kaçırıyorsa eğer daha bu kadarcık acı
Hiç yaklaşma!
Kan sızıyor ciğerlerinden, sırtlarında fakirlik bıçağı
Söylemedi deme, burası alın teri sokağı
Topla şu süslü fotoğraflarını yokluk tezgahından,
Sökmez burda afili sözler, söverek atarlar taşı
Öyle fiyakalı fiyakalı kırıtıp gezdirmezler adamı
Çevir boyalı gözlerinin hor gören bakışını
Senin ellerin, benzemez çilenin ellerine
O kadınlar ki, kömürden ojesi,
Taş toprak törpüler tirnaklarını
Bir ömür koşsalar yakalayamazlar modern çağı
Ebe fazla kesmiş olabilir mi garibin göbek bağını?
Sevdaları namustur, senin çarşafın bilmez bu duyguları
Gülmezler kara gözlük altından, timsaha benzemez gözyaşları
Hayvanları mutludur, her köşede hazırdır suyu aşı
Tek bakışla susar çocuklar, üç kardeş paylaşır tek yatağı
Çoğu zaman patlaktır sokak lambaları
Yokluğun çıkmaz sokağında, vurulmayan bilmez
Zenginlik, sınır kapılarını tutan keskin nişancı
Kur’an’da der ki mazlumun ALLAH’I
Önderler mirasçılar yapalım ezilip horlananları
İşte o gün helaliyle ALLAH’dan alacaklar haklarını.
ŞİRA (M.G.A.)
Meryem Gülay Aydoğmuş
Kayıt Tarihi : 16.12.2023 02:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
...
Cansın :))
TÜM YORUMLAR (2)