KİMLİĞİM
Ateşin gölgesinde
Direnirim buzul çağrılara...
Cebimde şiirlerim,
Kilitlenmiş kapılara anahtar.
Acıya borcum yok,
Kuyudan yıldız çıkarmak
Derdinde hiç değilim...
Yıldızları ekerim şiirimin yakasına,
Kederlerin köşebaşlarına telgraf çekmem.
Acılarıma ve mutluluğuma
Halkın sureti
Düşürülmüştür bir kez.
Ali Ziya Çamur
LİNKLER:
http://aziyacamur.sitemynet.com/Edebiyat
http://www.blogcu.com/emeginsanati
http://www.antoloji.com/grup/emegin-sanati
http://www ...
Toprağın kuruyan teni topluyor sıyrılan göçü uzağa
Issızlığın yazgısında köpüksüz dereler tükeniyor
Boğuyor filizi, kırık dallardan kalma sızı
Bir güvercin özleyişi rüzgârın çöllerden derdiği alev,
Yarıyor narın bağrını…
- İ. KAYPAKKAYA’YA -
Düşen tetikteki yitik parmakta
Paramparça bir mevsimdir duruşun.
Acılar geceyi ağulamakta,
Bir avuçluk nefesin parmaktaki izini görmek,
Örmek gümüşlü sabahlara gecede yamalı ışıltıları.
Kıvılcım suretinde gülde tutkuyu sezmek.
Ateşin azarında suyu yangına çekmek,
Dökmek fenersiz gecelere devingen okyanusları.
Yıldızların kavurduğu, topraklar üzerinde
Tutunuyoruz direncimize okyanusun ritmiyle.
Şemmamme………………………. Şemmamme! ............................
Uzun zemherilerin boğazında
Düşlerimizin uçurumlu kanatlarında
Estirdiğimiz umutlarımızdı.
Martı öfkesinde dalgalı
Derin arzuların burkuk serinliğinde
Her şeyin başında tutarlı olmak gelir. Tutarlılık, erdemin temelini oluşturur. Tutarlı insan hem kendisiyle, hem çevresiyle hem doğayla kısaca tüm dünyayla barışık insandır.
Tutarlılık, küçük hesapları, içten pazarlıkları, yüzden gülüp arkadan atıp tutmaları kaldırmaz.
Tutarlılık, bencilliğin, iki yüzlülüğün, kibrin, tembelliğin, sevgisizliğin bulunduğu ortamlarda yaşayamaz.
Dar kuyuların poyrazında özlem devinir,
Tutuşan arzuların öncesiz yalnızlığında
Taç yaprağa düşü/veren çiğler tamamlar birbirini
Demler sevgiyi haykırışa dönüşmeden sesler.
Buğulu çay bardağına dökülen sevgi
Örgütler yalnızlıklara karşı direnci.
Zamanın arı süzgecinde
ayıklanır tanıklığı,
doğruyu aşan
şaşılası yüzlerdeki boz bulanıklığın.
Özlemimiz hep, genellikle dostluktan, barıştan, sevgiden yanadır. Konuştuklarımızda, yazdıklarımızda hep bu özlemler ağır basar. Ama görülüyor ki bugün dünya göklerini kaplayan hırs, nefret ve öfke adlı üç kara bulut, insanları pençesine almış kıvrandırıyor. Özellikle ülkemizde hırs, nefret ve öfke ekilen bataklıklardan, ulusalcılık ya da milliyetçilik ya da başka kavramlar adına cinayet, katliam, linç büyüyor, çoğalıyor; kimi ellerde ve gözlerde meşruluk kazanıyor!
Görülen odur ki; hırs, öfke ve nefretin yanında söz tükenmiş gibidir. Beyinler dumura uğramıştır. Çölleşen yüreklerde sevgi ve barış çiçekleri yerine üzerlerinde dikenli kara çalılar türemiştir.
Hırs, bugünümüzü, yaşadığımız güzellikleri görmeden, fark etmeden, kanlı kılıçlarla, kara barutlu toplarla geleceğin surlarına saldırmaktır. Hırs, gören gözlerin kör olması, yüreklerin mühürlenmesi, beyinlerin güzel düşüncelere karşı zincire vurulması, dudaklara “sevgi, barış, dostluk” gibi sözcüklere karşı dikenli tel çekilmesidir.
- Uğur Kaymaz, İman El-Hams ve diğer savaş yitiği çocuklara -
Ölüm geceden gebe, kesik rüzgârlardan sağılır zulüm.
Bir çiçeğin kristal dişlerinde tuzlanmış düşler soğuk.
Hazları yırtık, hızları sırma, günceleri gergin, günleri seyrek;
İbretlik âlemlerin oturaksız deminde balatası sıyrık eller
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!