Bindim Mikelanj uçağına
Ekmeğime sürdüm gökyüzünü
Akdeniz'i bardağıma doldurdum
Kafayı çektim sonra
Giydirip kuşattım güzel Türkçemi
Saçlarını taradım ördüm
Bizim sıcağımız Akdeniz sıcağı canım
Yunus Emre sıcağı
Pişirir ekmeğimizi yakmaz
Toprağımız
Halk toprağı kimseyi ekmeksiz bırakmaz
Boz Azime'nin oğlu
Selim Çavuş ile
Kör Nuru'nun oğlu Al'efendi
Söyleştiler
Dedim ya gene derim
Gökte bulut ufacık
Hem ufacık hem akçacık
Böldüm oldu kırk parçacık
Ebem tarhana sermiş göğe
Tarhanamı yemeyin kuşlar
Söylerim sizi ebeme
Bir sabah uyandım baktım
Düşüm yastığıma yapışık
Şiir yazarken ölmüşüm
Dilime yapışık sözcükler
Çığlığım tavana yapışık
O vitrindeki bebeğin
Annesi yok dedin anne
Acıkınca kim meme verir
Kim ninni söyler ona
Altını kim değiştirir
Ateşi yükselince
İzmir'e gittiniz mi hiç
Turgutlu'dan geçerken
Çiçekler yolunuzu kesti mi
Göz göze geldiniz mi doğayla
Başınızda kavak yelleri esti mi
Saç sakal ağardıktan sonra
Hem yoktu hem vardı
Büyük bir kentin
Gecekondu semtinde
Küçük bir kız vardı
Adı Ayşece
Aydedenin paltosunu
Kim giydirir anne
Gözlüğünü bastonunu
Kim bulup verir eline
Yıldızlar mı verir
Yıldızlar Aydedenin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!