Ömür gelir geçer boşa,
Bir gün ölümde gelir senin başa,
Ne ettimse hepsi boşa,
Gururlanma insanoğlu…
Ne ettim ki senden ne isterim,
Arkada kaldı evlat ve dostlarım,
Yırtılıyor kefenim, astarım,
Gururlanma insanoğlu…
Tatabutum yapılıyor benim,
Bedenimden çıktı canım,
Çürüyüp dökülecek tenim
Gururlanma insanoğlu…b
Toprakta görmez olacak gözlerim,
Duracak yorulmayan dizlerim,
Hiç gülmeyecek gülen gözlerim,
Gururlanma insanoğlu…
Melekler sağıma soğuma gelecek,
Dünyada bir şey yapmadın ki ne cevap verecek,
Ya cennete ya cehenneme gidecek
Gururlanma insanoğlu…
Bir çiçeksin bir gün solacaksın
Beklide çürüyüp toprak olacaksın
Ne yaptınsa onu bulacaksın
Gururlanma insanoğlu
Kimse kalmaz ki burada
Tartılar ölçüler hep orada
Ne yaptınsa alacaksın burada
Gururlanma insanoğlu
Bir gün beyaz benzin solacak
Sorgu melekleri yanına gelecek
O cansız bedenin ne cevap verecek
Gururlanma insanoğlu
Bir gün gözün yumulur görmez
Malın mülkün fayda vermez
Bütün pişmanlıklar geri gelmez
Gururlanma insanoğlu…
Gücün biterse, hatırın da biter
Başında cırcır böceği zamansız öter
Sivri sinekler kanını çeker
Gel de gel de gör beni
Ar kalmamış insanlık ölmüş
Gezdiğim dağların çiçeği kurumuş
Yaprağı dökülmüş, ağacı çürümüş
Yerinde sütleğen otu büyümüş
Eteğinden çıkardım başına
Otururdum zirvesinin taşına
Gözlerim görmez dünyaya bakıyor
Hasan Hüseyin’de toprakta yatıyor
Kimisi ölmemiş ama can çekişiyor
Ne kadar yaşasan bir gün ömür bitiyor
Ölmeye razıyım ölemiyorum
Kimisi gelmiş dünyaya ahı bitmiyor
Açılmış çiçekler de kokmuyor
Yaşamakla dünyanın kahrı bitmiyor
İçimi çürüttü aşk gitmiyor
Ölmeye razıyım ölemiyorum
Gide gide yoruldum tahminim kalmadı
Bir dert satam dedim kimse almadı
Bir sevdiğim vardı kıymetimi bilmedi
Nidem nidem ben de nereye gidem
Bir çaresiz dert buldum acep nereye gidem
Çok dolaştım kapında kıymetimi bilmezsin
Ömrün gelir geçer murada ermezsin
İki gözün kör olur dünyayı görmezsin
Nidem nidem ben de nereye gidem
Bir çaresiz dert buldum acep nereye gidem
Hasta oldum gelip beni bakmadın
Nazik ellerinle beni tutmadın
Doya doya yanağından öpmedim
Nidem nidem ben de nereye gidem
Bir çaresiz dert buldum acep nereye gidem
Baktım ki Anadolu'ya, ne güzel kurulmuş
Üzerine engin yüksek dağlar verilmiş
Çeşit çeşit ağacı, çiçeği üzerine serilmiş
Cennettir Anadolu'm; Türkiye'm benim
Vardır nehiri, denizi, çayı…
Kuşlar da yuvasını kendisi yapar
Çalışmayan evinde aç yatar
Ocağını yakanın dumanı tüter
Çalış, adam ol insan
**
Tembelsen düşersin ele
Kuşlar da yuvayı kendisi yapar
Çalışmayan evinde aç yatar
Ocağını yakanın dumanı tüter
Çalış,adam ol insan!
Tembel isen düşersin ele
Bu gün bir güzel gördüm
Nerelisin, diye sordum
Ardından evine kadar vardım
Çok güzelmiş çok güzelmiş
Açtı kapıyı, içeri girdi
Dünya yalanmış,sırrına eremedim.
Hep dolaştım, farkına varamadım.
Ömrüm boşa geçti, bir tat alamadım,
Gardaş beni böyle hatırlayın.
Gozlu’da oturdum, Pınarbaşı’ndan geçtim,
Gembos’un soğuk suyunu çok içtim
Hayalim hamdı, olgunlaşmadan biçtim.
Gardaş beni böyle hatırlayın.
Severdim insanını, köyünü
Gozlu’nun çok iyi bilirim huyunu
Oraya koydum biricik oÄŸlumu
Gardaş beni böyle hatırlayın.
Bende dinmez gönül yarası
Mekanımdı AkdaÄŸ- Dünek arası
Hiç geçmiyor evlat yarası
Gardaş beni böyle hatırlayın.
Unutmadım,sizlerle çok sohbet ettim
Kader nereye çektiyse oraya gittim
Yavrumu da size emanet ettim
Gardaş beni böyle hatırlayın.
Ä°stedim dostlarım sizleri görmek
Nasip olmadı bir daha oralara dönmek
Hasretinizi gidermiyor isminizi anmak
Gardaş beni böyle hatırlayın.
Gezdim daÄŸları, kokladım havasını
Özledim Başgölcük -Gembos Ovası’nı
Hasretiniz arttırdı gönül yarasını
Gardaş beni böyle hatırlayın.
Hep garip garip dolaştım
Ne de istediÄŸim emele ulaştım
Dermansız acılarla uÄŸraştım
Gardaş beni böyle hatırlayın.
Karabük 21Temmuz2011
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!