Benim adım Ali Talha Uçar on sekiz yaşındayım , şiir yazmaya büyük bir tutkuyla bağlı olan biriyim. Şiirlerim, aşk ve günlük hayatın duygularıyla yoğrulmuş +750 eserimi kaleme aldım. Şiirlerin büyüsüne kapıldığım ilk anı hatırlamıyorum bile, çünkü kelimenin gücü benimle birlikte neredeyse tüm hayatım boyunca oldu.
Çocukluğumdan beri, hayal gücümün sınırlarını zorladım. Masumiyet ve merak dolu günlerde, etrafımdaki dünyayı gözlemlemek ve içsel düşüncelerimi ifade etmek için şiirler yazmaya başladım. Günlük yaşamın içinde gizlenen duyguları y ...
Oturduğum Bursamın eteğine, yaktım cigaramı sevgilim
Beklerken elimde bir not, bir de kırmızı karanfil
Üstümde bembeyaz bir pantolon, bir de kolalı bir gömlek
Kalbimde kocaman sen ve umutlar, sevgilim
Geçerken kocaman çınarın altından
Acı günde kaldıran olurda
Gülerken gülmek dostluktur
Kardeş dediğin değil arkanda
Yanında kol kola verip olunur...
Yalnızlığı karşıma aldım,
Karanlıkta masanın yanında.
Geceden bir yağmur istedim,
Soğuk bir şey ısmarladım ona.
Seni bırakan bilinmez yolda,
Benim sevgi dediğim yılların birikimi,
Gün gelir hepsi birden uçup gider.
Dönüp bakmaya gelince geceleri,
Gözyaşlarım fotoğrafları ıslatıp siler.
Zaman hakkında tereddüt ederim,
Beklemek kadar uzun ne vardır ki?
Yada umutlu günler kadar kısa süren.
İnsan nasıl anlar geçip giden zamanı?
Dünler gelip geçti bu sorular üstünde,
Canın olsa güvendiğin
O bile vurur arkandan
Dost dediğin bugün şuan
Yarın düşmanındır belki
Fırsatını bulduğunu ilk an
Bak arkadaş, burası yalnızlar sokağı.
Bilmem, kaybetmek nedir, bilir misin?
Burada herkesin güvenmekti acısı.
Cevapsız gittiler, neden bile olmadan.
Bak, orada oturmuş beyaz saçlı bir amca.
Bir bakmışım yılların tozlu sayfasındayım,
Nice aşklarım, nice gülmelerim saklanmış.
Baksan rafların arasına, çiçekler kurutulmuş,
Kitaplar yarım kalmış, masallar rafına konmuş.
Sen bir zamanlar sarıp sarmaladığım yârim,
Gözü şahsıma sarfınazar
Namütanahi saçları efsunkâr
Zühul etmiş sözlerde gerçekler
Haddižatında munis safderun
Aklımdan çıkmıştın, unutmuştum her şeyi.
Bir daha görüşmeyecektik, öyle inanmıştık.
Şimdi bu imkansız karşılaşma neyin eseri?
Yaradan incecik ip gibi yazmış kaderimizi.
İmkansız karşılaşmanın ilk yarası içimdeki.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!