Şair hâlâ yaşamakta olduğundan hayatının yazıya geçirilmesini istememiştir.
Camlar
Buğulu camlar ağlardı her sabah dairenin servisinde.
Camların gözyaşlarını silerdim ve onlara derdim ki;
"Ağlamayın, ağlamayın. Size söylenene inanmayın."
Ama onlar daha çok ağlardı o zaman.
Ben yine uykusunu unuttuğum gecelere sarıldım sevgilim. Sen mışıl mışıl uyuyorsundur şimdi, biliyorum. Belki zordu her şeyi yaşamak. Belki uğraşmak lazımdı. Belki de değişime ayak uydurmak lazımdı. Ama bilmelisin ki kimsesiz çocukların büyük aşkları sadece sokak lambaları olur. Bu yüzdendir ki ışıktan korkar tavşanlar. Belki bu yüzdendir ki sokak kedileri karanlıkta uyur. Sadece anlamak yeterli değil kendimizi. Sadece dinlemek bitirmez tüm sorunları. Kendisini dinleyen bir kedi ne kadar ürkektir oysa. Sonuçta dikkatlidir o bütün tehlikelere karşı. Bir de ukalalar vardır bu boktan dünyada ya ona şaşarım en çok da. Bir iki kitap okuyup kendini bilge zannedenlerdir onlar. Hepimiz cahiliz ve hepimiz cahil öleceğiz minik varlıklar. Çok da takılmayın yani bilge olmaya çalışmaya. Özünüz aptal sizin. Zeki olmayan zihninizi bilgiyle doldurursanız kaybolup gitmeye muhtaç kalırsınız. En azından bir şey olmaya çalışın siz. Yuvarlak olsun tüm mezarlar. Dileğince tepinelim tabutlarımızda. Dedik ya hani sokak lambası diye. Her mezarın başına bir sokak lambası dikelim. Her bir çocuğun elinde papatyalar olsun bir demet. Okusunlar taşları doya doya, elleri güzel kokarak. Kurnaz olmanın bi manası yok. Umduğumuzu bulamayan misafirler olalım biz. Biz her şey olalım. Uykusunu unuttuğum gecenin içinden sabaha erdim ben sevgili. Güne sensiz başlamayan her bir cümlenin tek tek öznesini sikeyim. Kimsesiz kaldık yine. En zoru da yalnız olmakmış. Bütün şartlar yalnız kalmamaya uygunken bile yalnız olmakmış. Tek bir ipim vardı yaşamak için. Gitti o ip ama yerine bir ip değil halat gelirdi anca. O da çok cazip gelmiyor. Öyle; ortada, boşlukta yavan bir şey işte. Hatta argo kullanırsak; bok gibi bir şey işte. Hiçbir şey yapamamak kötü: okuyamamak, yazamamak, yürüyememek, uyuyamamak kötü. Ama hepsinden önce ölememek kötü. Ölmeyi istemeyi denemeye rağmen ölememek kötü. Keşke bile diyememek. Kelimeler bile kötü bu duruma. İnsanlar zaten kötü de. Her şey güzel gidiyormuş gibi davranmak ve bağırmamak kötü. Kötü genel olarak işte. Artık hiçbir Dünya tersine dönmeyecek. Bütün dünyalar dönüp dolaşıp mola verip sonra biraz daha dolaşıp götümüze girecek. Öyle olduğuyla da kalacak. Batık gemileri kimse umursamaz sevgili. Sen yelken açan bir miçosun. Ben ise dalgaların sürüklediği bir yosun yaprağı. Akıntı kaybetti beni. Sakın kurtarma.
Hiç bütün yüz hatlarını ezbere bildiğiniz, ağzının kenarındaki gamzeyi düşündüğünüzde onun içinde gezdiğinizi hissettiğiniz, dudağının her büzülüşünde oluşan kıvrımları gördüğünüz ve onları öpmek istediğiniz ama yine de sırf dudak kalemi kullanıyor diye öpüp onu uğraştırmaya kıyamadığınız, saçlarını kendi elinizle kenara atmanıza rağmen her bir saç telini ayrı ayrı hissettiğiniz, onda gezmek istediğiniz, uğruna şiirler yazdığınız, romanlarda bahsettiğiniz, kilometrelerce yol yürümeye razı olduğunuz, kimsenin engel olmasını istemediğiniz birini sevdiniz mi? Hatta sevdiniz mi de değil: İmkansızlığa vardığını gördünüz mü? Ya da ihtimal olarak başka birisiyle olduğunu düşündüğünüzde bile gözlerinizin okyanuslar kadar dolu, kalbinize binlerce toplu iğnenin tek tek batırılması kadar acı dolu bir an yaşadınız mı? Ve bunların hepsinin sebebinin kendiniz olduğunuzu fark ettiniz mi? Geri döndürülemeyecek olduğunu ve her geriye döndürülmeye çalıştığınızda da her şeyin daha kötü olduğunu fark ettiniz mi? Gördünüz mü her şeyin hâlâ normale döndüğü gibi yaşadığını o kişinin? Sizin yaptığınız, her şeyi darmadağın ettiğiniz bu durumun acılarını bir daha yaşamamak için normalde olduğu gibi yaşamasını kabullendiniz mi hiç bir kişinin? Ve en önemlisi deli gibi aşık olmanıza rağmen hiçbir şey dememek için çırpındınız mı? Ona rağmen kendiliğinden, istemeden bir şeyler dediniz mi o kişiye? Ben bu bokların hepsini yedim, siz yemeyin.
Perdeler kapanıyor kısa tiyatromda
Ordular asker, ben umut zaiyatında
Unuttum yolu İstiklâl'i çıkarken,
Bir martı kovalıyorum Galata'yı seyrederken
Devam ettim yürüyerek düşünmeğe,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!