Elma ağacı armut verse
İmkansızı imkanı olsa
Kar siyah yağsa
Çölü sel alsa
Günler günleri kovaladıkça
Kalbin yarası yandıkça
Aşk
İzlerken dizlerimi çözen
Dizelerime dolan taşan
Hislerime ortak koşan
Dilimi sürgüne atan
Aşk
Ebkem ü lâl ediyor beni bir nefes yakınlığın
Sevgime ebhire çöküyor ben sükut ettikçe
Mızrak olup yüreğimi sıyırıp geçiyor aşk
Alaca bir karga incindi oldu ziyan
Gül bahçem tenine uzayan
Bahar çiçekleri topraktan doğmuş
Renkli bir zemine kavuşmuş dünyam
Sana benzeyen bir ahenk unsuru işlenmiş
Tanrı elinden, duyduğum kadarıyla etraftan
Erguvan, Sümbül, Mimoza, Anemon...
Toprağın renk paleti sana benzeyen
Eksik anlattım bazı şeyleri
Sesim senden kaçıyor
Mâni olamıyorum istesem bile
Aklımdan sevdiğimi söylemek geçse de
Gaipliğim onanıyor yeryüzünde
Yerleşik hayata geçti yüreğim
Küvs tarih oldu
Sessizliğe koptu telleri
Bu herkesçe taallün
Asıl ben karşında bir özürhâh
Sevgimden mütevellit
Kuru soğuk bir sivri hava
Sensiz bir çay içtim
Nefret etmekteyken çaydan
Bir kalem yaktım
Yaza, çize
Bir his astım
Zebun oldum tenine, ellerine
Şir renk saçların aklıma lakîm
Çölümde vaha uzaktan görmek bile seni
Elini versen hayatım vüfur
Çölümde kahif yanımda görmek bile seni
Özümde aşk el ele düşünmek bile seni
Bir şair öldü
Kısa idi ömrü
Yıkık ve sönük gönlü
Harabe halinde gömüldü
Ardından tonla sövüldü
Birkaç kişice övüldü
Seni düşünmek eylemi faric
Olsam da zamanla fariz
Yâd ederiz mazimiz
Varlığın yanımda
Kısaca zürur ifade eder
Bu durum o derece parlak ki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!