Şu dünya pazarından,
Sen gönül almaya bak.
Hem de Hak nazarından,
Sen gönül almaya bak.
Ne can kalır ne de mal,
Bu âşıklık kapısı,
Sultanları kul eder.
Cümle fakir hepisi,
Altınları pul eder.
Bu kapının eşiği,
Sıralanmış lâle, sümbül
En güzeli güldür güzel.
Feryat eder nice bülbül,
Gel de yüzüm güldür güzel.
Güldür güzel, güldür güzel,
Sen ölmedin Efendim
Gül uykusu uyursun
Yüce Rabbim duamı
Yalnız sana duyursun
Hiç bilinmeyenli denklemdir, hayat
Çözülür mü, çözülmez mi, bilemem?
Bir sonuca ulaşan olursa şayet
Yazılır mı, yazılmaz mı, bilemem?
Sahibini över, gölünde yüzen,
Her menzilden kutlu aşka,
Varabilmek hüner ister.
Yürek denen sırça köşke,
Girebilmek hüner ister.
Dilsiz gerek gönül eri
Sadece semada bir yıldız değil
İçimde kıvranan korku huzursuz
Ruhuma saplanan çuvaldız değil
Uzaktan duyduğum türkü huzursuz
Kimi zaman fakir fukara yiyen
Saraylar, villalar, katlar, değişti,
Yiğitler kayboldu, atlar değişti,
Ebu Cehil öldü, torunları sağ . . .
Putperestler aynı putlar değişti!
Damlayım, ummana karışamam ki !
Elalem ne dermiş? Yarışamam ki !
Kendimle bin yıldır kavgadayım ben,
Bin yıl daha geçse, barışamam ki !
Özünden kabuğa hep bir yarış var
Gurbetten sılaya hep bir varış var
Boşuna hesaba girişme evlat
Beşikten mezara tek bir karış var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!