Eyvah! Nerede şimdi, o Evlâd-ı Fâtihân?
Durma öyle put gibi yok mu senin fatihân?
Şu boğaz da binlerce candan can çıkmadı mı?
Hatta şu durgun sular günlerce kan akmadı mı?
Nesiller bir gül gibi, koparılıp dalından
Olmayacak her bir işe,
"Yol" bulurmuş, dalkavuklar!
Yetişemez ise leşe,
"Yal" bulurmuş, dalkavuklar!
Gönül, derviş olmuş dostlar,
Gece-gündüz yanıp gezer…
Ballar balın bulmuş dostlar,
Ekmek tuza banıp gezer…
Ol Sultan’a dîvan duran,
Eğlenme boşa gönül,
Gel dosta dost olalım.
Dönmeden taşa gönül,
Gel dosta dost olalım.
Vefa çiçeğinden muhabbet balı
Süzmeyi bilenler, dostumuz bizim
Sevgi defterine merhamet yolu
Çizmeyi bilenler, dostumuz bizim
Kimisi merhemdir, kimisi zehir
Efendiler efendisi, Muhammed’dir Efendim,
Muhammed’ül Emin, can Ahmet’tir Efendim.
Boş putlara kölelik, yaraşmaz Müslüman’a,
Sen’i bilmez bir ömür, hezimettir Efendim.
Nakış nakış, ilmek ilmek,
Bağım Elif kilim Elif.
Elif bilmek Hakkı bilmek,
Çağım Elif dilim Elif.
Elif bizde buldu aşkı,
Erirken zamanım varlık peşinde
Yokluğa düşürür fikir çilesi
Alevli gerçeğin soğuk düşünde
Beynimi pişirir fikir çilesi
Damladan deryaya yelken açarım
Ne zamandır gözyaşımla sularım,
Bu diyarlar sele döndü gardaşım!
Ben Mevlâ’dan dermanımı dilerim,
Damlalarım göle döndü gardaşım!
Hep gördükçe leş bölüşen leşleri,
Yolumuz zora çıktı,
Gönül dostu, nerdesin?
Ayrılık canı yaktı,
Gönül dostu, nerdesin?
Lügatimde söz bitti,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!