Bir kanarya kadar sarıydı benzi,
Bir vaşak kadar da vahşi,
Hiç öyle görmemiştim Ali Nazik'i..
Ne olabilirdi,
Onu bu kadar uzaklaştıran?
Bir o kadar da kendinden...
Oysa, o kadar sakindi ki;
En rehavetli hali:
Yüzünün bile esnemediği,
Kaşlarının bile çatmadığı,
Soluk ama yine de umutlu,
Bir bakışın aralandığı;
(hani havanın parçalı bulutlu olduğu
anları anımsatan bir mavilikte)
Bir tebessüm havasıydı..
Neydi, böylesine değiştiren Ali Nazik'i?
Pembe umutların bittiği,
Bir yola düşmesinin sebebi,
Neydi?
Kimse bilmedi, kimse bilemedi...
Ve kimse bir daha görmedi,
Göremedi Ali Nazik'i...
Sessiz bir esintiyle,
Kim bilir hangi ellere süzülüverdi?
Kimse görmedi, kimse bilemedi...
Kim bilir O şimdi,
Hangi dağın masum kır çiçeği? ..
Kayıt Tarihi : 10.9.2006 11:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

ve öylesine benimsenmiş, özümsenmiş bir sevda
varsn layık olmasın sevilen
ne yücedir ali Nazik gibi seven
içim bir garib oldu bu şiirinizde..
kayboldum sanki...:(
saygılar
TÜM YORUMLAR (9)