Beni gönül bahçene davet edersen
Bahçende gülleri dermeye gelsem
Saçının telleriyle elimi kelepçelesem
O güzel yüregine dokuna bilsem
Gönül kapın bu gönlüme açılsın
Ben seni düz bir çizgide tanıdım
Seni düz bir çizgide seveceğim
Çizgiden çıkma sevgiden kopma yok
Ölene kadar aynı seveceğim
Çizgi kıldan ince kılıçtan keskin
Boşuna geçen zamanım
Kalmadı dizde dermanım
Dünyadan aldım meramım
Zamanı nere harcadın
Zaman benden neler aldın
Aldığın her nefesin kıymetini bil
Konuşurken iyi düşün kemiksizdir dil
Arkandan konuşanları defterinden sil
Onlardan dost olmaz bunu iyi bil
Mecliste kamil ol benliğini bil
Yaşam dokunması zor ipek halıdır
Kalp onun aynasıdır vücudun makinasıdır
Sana ait boşluğu senin kalbin doldurur
İyilik insanın gururu kötülük gazabıdır
İnsanlık için bütün güzellikleri denedim
Çökmüş benim koca gönlüm
Kalkamıyor ki yerinden
Felek hançerini vurmuş
Çok yaralanmış derinden
Dağlar çökmüş üzerime
Doğduğum köyün sokakları
Biz o sokakların çocukları
Saklambaç kör ebe oyunları
Yalın ayak dolaşırdık oraları
Bulursak giyerdik çarıkları
Burcu burcu kokan toprakları
Sevda ilk önce gözlerde başlar
Ayrılıklarda gözlerde biter
Bakamaz gözleriyle gözlerine
San ki sana git dercesine
Dönemez artık öncesine
İnanmadın sen onun sevgisine
Taşını toprağını altın dediler
Ne taşın kaldı ne toprağın yediler
Bütün dünya akın akın geldiler
Ac kalanlar köylerine geri döndüler
Yedi tepe üstüne kurmuşlar seni
Sen hasretsin içimde
Hasretin içimi yaralar
Dayanamam hasretine
Kabuk tuttu yaralar
Gönlüm ayrılığa dayanmaz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!