Birikir,
sevdadır içimizde zaman koşullara dolanır.
İmkânsızdır gerçeğimiz olur,
nice gönüllerde
bırakmadık mı her seferinde?
Kadın denize verir gözbebeklerinin rengini,
orada geçmiş iklimlerin tarihi;
yaşanan her anın içine saklanmıştır.
Tutuşturulan yaşamın içinde
bir damla gök mavisi,
başka bir göz kapağının altına bırakılmıştır.
“Ben, benden öncekilerin omuzlarına tırmandığım için onlardan
biraz daha ilerisini görebildim.” / Isaac Newton
Şimdi yıldızlar vardır göklerde
gri gecelerin derinliklerine yaslanmış.
Bir defacık da olsa
sen,
gülümse / sen
ve
gamzelerinde bir ölebilsem
o an keşke;
İçimde bugün öyle başkasın sen akan zaman gibisin,
baharın kekliği nedir ki sen gönlüme ceylan gibisin,
her gelişinle şakır şakırsın sen içimde gülümsersin,
gülümsemene bile dolan hüznüne kıyamadığımsın.
Birer birer
hazan mevsiminde gelen sevgililer
birer kelebek gibiydiler.
Süt yüzlerinde bir damla deniz mavisi
ihtişamla girdiler,
gönüllerde eridiler ağladılar.
Siz biliyor musunuz?
ben şiirlerimi hep ağlayarak yazıyorum.
Belki, yaş damlamıyor gözlerimden.
/......ki aslında biz,
istersek.... göz yaşlarımızdan sağanak....yapmasını da biliriz! ../
Kendini
uzaklara çekmektesin.
Ağır hüznünle kaçışın bundan,
ölüme çeyrek kalmaların acısıdır bilirim.
Gül olduğun günlerin kutsal kokusu
Boşlukta
kendi kendine kanat çırpan bir kadın,
yılların yorgunluğunu taşıyor bedeninde.
/Makine Yüksek Mühendisi İbrahim Tuğsuz'a adanmıştır./
Keşiş haziranda yağmura doyar.
Suyuyla kokusu akar gelir Geben dağlarının,
Çokak yaylasının.
Apak bedeniyle,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!