Üç daldılar gülümserdi gül yüzleri,
süt beyazı üç ay parçası kadın.
Biri goncaydı, kokusu altında yaprağının,
diğeri tomurcuk; dalında açtı açacak,
üçüncüsü kozasından yeni kanatlanan.
Bir şarkı çalınır, bir şeyler gelir geçer ağırdan,
dökülür geçmişten:
Bir zamanlar sırtımızda parkalar,
ayağımızda bol bağcıklı postallarımız,
bir nefes kalan ucundan tüten dumanıyla,
''Bilgenin kalbi kederin durağıdır; delilerin kalbi ise neşenin.”
Desiderius Erasmus
Deliliğe Övgü, Ecclesiastes
Kurumuş kekik dallarının,
Mor:
Söylemlerin yüceliğinde boğuldu gitti
Bilge kim?
Kimin elinde kaldı kimin hasadı?
Sen ey suya yazılanlarla akan hayat,
Ellerimiz,
toprağı her yoklayışımızda;
yaşamdan güç aldığımız.
Sevdiğimize her dokunuşumuzda;
canımız sandığımız.
O gün
üç kez irkildim.
Tanıdık yüzleriyle
geçmişimizde,
nice güzel yüzleri,
Şiir:
Şiir tahrik edicidir. Kışkırtıcı. Duyguları kışkırtır! Kışkırtma oranındadır etkisi. Düşüncenin billurlaştığı bir haldir insan olana.
Emeğidir aslında yüreğin. Şiir hayata her şeye dair bir bakıştır. Yozlaşmış muhtelif bakışlara isyanıdır. Cesaretli bir tepkisidir.
Bugün Harun’u (*)
kaybettik!
Kanserdi.
Paslı tel örgülerden miras.
Bir kolsuz
Bir yanılgı mıdır
ölüm;
zamana direnerek kendi tülden kafesinde yayılan?
Yaşamdan kesebildiğin
her şeyde
“dillenir sessizlikte arzular
dinlence de ruhum
eylül sen ben sonbahar....” /Çiğdem Tuncer
Sesin armağan,
kalbin ulaştığı yerdedir;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!