Artık viran olmuş gönül şehrimin;
Varıp kapısına vurduğum sensin…
Her gece sen tatlı uykularında;
Başına gelerek durduğum sensin…
Gündüzü vefasız gecesi kara;
Gitsen de, hayalin, düşün benimle;
Cennetten bahçeydi verdiğin değer…
Sevdiğim sen kadar, bir başkasını;
Yüreğim taş olsun seversem eğer…
Bırakıp gittin ya bende yarayı;
Ne pusulam belli ne de yönüm var;
Kaldıysa elimde birkaç dünüm var;
Kara sevda çeker diye ünüm var;
Sorana da şükür bilene de be…
Dertler kiracıdır ben ev sahibi;
Ölüm bu başlarda dolanan bulut;
“Hakkını Helal Et” deyince sustum…
Hiç gitmez diyerek, sarıldıklarım;
Bembeyaz kefeni giyince sustum…
Hiç umut çıkmadı kader falımda;
Zekâtın sayılsın birkez gülüver;
Gözyaşım sökülsün yanaklarımdan;
Bir gece ansızın çıkıp geliver;
Dualar dökülsün dudaklarımdan…
Vuslat saatini sancı edelim;
Ha düştüm, düşeceğim azaldı umutlarım;
Ölüm denen nihayet koşarken emeline;
Ne zaman tükenirse sevdana yanıtlarım;
Kurban etmek kendimi saçının bir teline…
Ölüm denen nihayet koşarken emeline…
Gözyaşlarım mendillerle vuruşur;
Kadehlerim kadehlerle yarışır;
Saç-sakalım birbirine karışır;
Sende birgün uğrun uğrun gidersen…
Gecelere kör karanlık katarlar;
Taşıdığım şu bedenin;
Nefes almak tüm gayesi;
Derde düşen dertli gönül;
Vardır elbet bir çaresi…
Sevda usta yürek çırak;
Hak olan bu davaya, kalpten inanmak gerek;
Yalnız senin uğruna biliriz yanmak gerek;
Adını besmeleyi çekerek anmak gerek;
Ay – yıldızı göklerde tutanımız Türkiyem;
Biz müslüman biz Türk’üz vatanımız Türkiye’m…
Ölsem de ruhunu arar bulurdum;
Son kalan kurşunu sıktırmasaydın…
Eline muhannet gürzünü alıp;
Tabuta çiviyi çaktırmasaydın…
Yeminim mektubum sevdamsa puldu;




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!