Bildiğin Gibi Değil
İçimde ıslak çalan bir yalnızlık
Vuslatımın ölüm marşı
Hasretin dudaklarında
İçtim bu gece kör-kütük
Oluk oluk kan ile damla damla ter ile;
Vatan benim, bayrak ben, şehidime yurt benim! ..
Çarpıştık ‘tekbîr’ deyip düşman ile şer ile;
Çakallar diyarında, yalnız kalan kurt benim…
Vatan benim bayrak ben şehidime yurt benim! ..
Cezamız kesilsin aç kitabını;
Gözlerin selamın salmasın artık…
Kapansın gönlümün kalan hesabı;
Alacak-verecek kalmasın artık…
Veda mektupların murada ersin;
Enkazımdan ne kaldıysa, sokağa;
Atsın artık atsın benden bu kadar…
Başka kollar başka dizler özlemiş;
Yatsın artık yatsın benden bu kadar…
Tahammülüm çoktan aştı çizgiyi;
Ben yokluk nefesine varlığını katarım;
İster deli de bana, istersen aklı sersem…
Hayâlinden habersiz gecelere çatarım;
Kendimden değil korkum, ya seni kaybedersem! ..
İster deli de bana, istersen aklı sersem…
Adını anmayan şarkıya küsüp;
Sensiz heceleri gözden çıkardım…
Özleyip durduğum günleri değil;
Sensiz geceleri gözden çıkardım…
Aklımı, fikrimi aldığın için;
‘Hoşça kal! ’ diyorsun; kahır yaşları,
Yanaktan akarken göz göre göre…
Can verdi içinde gönül kuşları;
Kalbimi yakarken göz göre göre…
Hasretin saçını yoldurmadın ki;
Takvimin yüzünde hicran ağrısı;
Çektiğim, her günün payına düşer…
Kapıma gelecek vuslat çağrısı;
Şubatın ‘otuzluk’ ayına düşer…
Baktığım aynalar, mecbur inkâra;
Gidersen bulutlar çöker üstüme;
Hazan benim olsun yaz sende kalsın…
Ayrılık sonrası teselli vermez;
Mızrap benim olsun saz sende kalsın…
Yalan oldum bir köşeye atılan;
Gözündeki sessizlik hayra alamet değil;
Ne olur bir şey söyle susmanı sevmiyorum…
Kırk yerinden kırılsın seni saran kollarım;
Taş kesilip karşımda küsmeni sevmiyorum…
Sevmiyorum kaşının hançere dönmesini;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!