Açılan kanatları çift başlı
Çıplak ovada buğday ambarı
Dünyanın tek huzurlu kapısı
Gönüller diyarı aziz konya
Yıllar yılı çağırır ruhları
Bir gün o saat uçarak gelecek
Yaşanılan aşkım filizlenecek
Mutluluğum tekrar katmerlenecek
Nede olsa gönül çiçeğiyiz
Mutluluk saatiyle açacağım
Sevgili mübarek kardeşim mümin ve eşi mümine,
Geçen haftaki radyo sohbetini dinleyince, adeta şok oldum desem yalan olmaz.
Konuk ettiğin sevgili gül hoca efendinin sorusu müthişti.
—Acaba şu anda Kutlu Doğum(Hoş geldin Kâinatın Efendisi(s.a.v) ayının yüzü hürmetine, on sekiz bin âlemin efendisi ve efendimiz makamı Ahmet i Mahmut (sav) gülü Ahmet, şu anda buraya teşrif etseler, psikolojik davranışımız nasıl olurdu?
—Böyle bir soruyu tövbeler olsun hiç aklıma getirmemiştim. Nasıl olurda aklıma getireyim ki, biz zannediyoruz ki ölenler hep ölüdürler biliyoruz. Fakat bir önceki programınızda, şanı yüce rabbimin sevdiği kullarının asla ölü olmadığını, aşkı muhabbet dilinizden bal şerbeti içirmiştiniz dinleyicilere. Hatta sabah sanayiye geldiğimde komşumuz İsmail ağabey de bal şerbetinden nasibini aldığını söyleyince, eskisi gibi geçmiş insanlara sövmeden uzaklaşmış. Sanırsınız ki kırk yıllık namazlı abdestli ve elinden zikir tespihini düşürmez sanırsınız. Allah zül celal hazretleri hepinizden razı olsun inşallah. Öyle aşkı muhabbet bal şerbetinden kıskanmadan dinleyicilere ikram ediyorsunuz ya, helal olsun.
Neyse bal şerbetli kardeşim mümin, resulü Ekrem efendimiz şehrimize teşrif etseler halimiz nice olur demiştiniz.
Bambaşka duygularla bülbül süzülünce
Üstünden geçtiği fidanla selamlaştı
Leylaydı selamı alan bülbülün aşkı
Birden gölge büyür bülbülün tepesinde
Ürkmeden gelir şahin kuşun çevresinde
Ne hoş sedadır ahenkleri
Nağmeleri sarıyor gökleri
Bir hüşadır doyumsuz sesi
Dalıp gidiyor kalplerin aşkı
Dolanıyor dönme dolap gibi
Issız çölde gördüm aşk kervanı
Kervanda sevdim kara dilberi
Üstümdeki aşk yükler ağırlaştı
Bir aşk tufanıda hepsarar beni
Şöyle serildim boylu arap çadıra
Akşamın batan aşk kokan burcunda
Tek kanat coşuyorduk sonsuza
Neler geldi hatıralardan aklıma
O yumuşacık saf halini görünce
Okul yolunu saatli hep gözlerim
Bilirmisin cananın aşkı gülde saklı
İstermisin leylanın muhabbet aşkını
Resulullaha aşıkmısın aç yelkenleri
Salavatla çık enginlere çek zikirleri
Üfleyiverirse huda yolunda misk aşkları
Elime güllü resmi aldım
Yemyeşil haline doyamadım
Elimden gelmedi bırakasım
Ne tatlı hali vardı bir bilsen
Doruk atla dört kanatla uçtum
Kanın damlası gibi asi istiyorum
Yanardağ gibi sana koşuyorum
Ama hep hayalinle yetiniyorum
Kalbiminde altın renkli sevgilim
Şimdi hep ufuklarda uçuyorsun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!