Alfabemi hep yarınlara erteledim, gittiğin günden beri.
Seni ben böyledemi görecektim,
Bu denli yorgun, bu denli çaresiz.
Gözlerinde yaşamayı bulduğum, konuşabildiğim ama hiç yazamadığım,
Sendemi bir gün gidecektin.
Oysaki tüm diller sende güzeldi, duyduklarım hep sendendi,
Yürümeyi senle, sana seni söyleyebilmeyi, ilk seni söylemeyi ben senden öğrendim.
Evet öğrendim, kokunla uyumayı,
Her ufak gidişlerinde; dönüşünü özlemle, kokunla beklemeyi senden öğrendim.
Düştüm, çok düştüm,
Bazen ezilip geçildim.
Ansızın ağlamadım, kırılmadım, çaresiz kalmadım,
Elbet her biten günde olduğu gibi, her giden umutta solduğum gibi;
Hep yanımda bir umuttun, elimden tutandın...
Şimdi omuzlardasın, ve adın puntolara sığmıyor,
Okuyamıyorum, alfabemi de sende bıraktım...
Hani ertelenir tüm yazgılar bir anda,
Mevsimler ahengini korur, büyülenirsin.
Issızdır, apansız esen rüzgar,
Öyle bir ürpertidir, çöker üstüne.
Hani tüm öğrettiklerin hayattır,
İnsanlar, çehreler, giden acımasız zamanlar.
Devam eder elbet yaşam dediğin, eder gider apansız...
Tutunamazsın ansızın, yorulursun;
Bir anda tüm gücünü yititrirsin, kendini yitiririsin.
Işıklar saklı tutar yüzünü, ve sapmasız ilerlersin ya,
Ve arkanı dönmeden gidersin;
Çorak toprak, kızıl yapraklarla doğar o gün.
Avuçlarımda bir tutam hasretin, daha özleyemeden, hasretin,
Ve hiç dönmeyecek bir isimsin.
Sen, yanında sadece üç nokta,
Sen....
Alfabemi senden öğrendim.
İlk sana söyledim,
Anne dedim, yarenim.
Pamuk ellerinde hep o ılık tadla yürüdüm, güvendim;
Düştüm, ellerim kan içinde, yine ellerindeydi ellerim,
Yürüdüm, hep tökezledim, hep sendim,
Hep seninleydim.
Büyüdüm, farkedemeden, ellerini tutamaz oldum, özledim.
Öyle özledim, gittiğin o yaslı sonbaharda özledim.
Gitmeden de özledim, büyümeyi, sana muhtaç olmayı özledim.
Olmadığında kokunu,
Olduğunda ise varlığını sevdim.
Sende ben seni sevdim, hayatı yani, yaşamayı.
Öylece geçer giderdi yaşamak, senleydi aldığım her nefesin büyüsü,
Nergislerin morluğu, o ıssız derinliği...
Halbuki senin en sevdiğin gibi nergisleri sevdim,
Nerden bilirdim, çorak mezarların çiçeğini sevdiğini,
Nerden bilirdim sensizliğin bu denli acıklı oluşunu,
Keşke gitmeseydin...
Anne dedim, yarenim,
Sevgilerde boğuldum, adınla yürüdüm, adınla doğduğum anla yürüdüm.
Hep ellerindeydi ellerim ilk günkü gibi.
Yokluğun sol yanımın ilk atışıydı,
Tik tak, saat sesi değil, geçen zamandı.
Durduğunu hiç görmedim,
İstedim ama inan çok istedim.
Öğrettiğin sevgiyi içimde hiç duyamadım, gittin çünkü gitmiştin.
Ama hep yine öğrettiğin gibi aynaydı yüreğim;
Ardında sakladığı karanlık, hasretin,
Yansıttığı sevgi, güzelliğin.
Masum sümbüllerimin prensesi,
Annem, yarenim,
Sensiz zor oldu, hala öğrenemedim.
Hala ellerinde ellerim,
Hala avuçlarım kan içinde, yine ellerinde ellerim;
Ama durduğu gibi zamanın,
Tik tak seslerinin, herşeyin,
Tarihleri orda durdurdum, toprağını kokladım.
Yağmur gözyaşlarımı okşadı,
Ağlamadım, avuçlarımda kan,
Yüreğimde hasretin.
Özledim, daha gitmeden de özledim.
Annem, yarenim çok özledim...
O soğuk betonlara niye gittin?
Koştum, o ilk sana koşuşum gibi, koştum; ısrarlıydım!
Çıkarmalıydım seni, öylece beyazları niye giydin?
Tamam hep çok güzeldin, canımdın, ama niye giydin?
Sen beni kundaklardın, şimdi ellerin bağlı, gözlerin kapalı,
Beyazlar içinde, bembeyaz suretin,
Gözlerin kapalı...
Beyazları hiç sevmedim o günden sonra,
Hiç yakışmamıştı sana,
Gözlerini açmak istedim, ellerimle ittim onları, açtım ama yoktun,
Görmedin.
Annem, yarenim,
Bendim, sana geldim, görmedin.
Ama çıkarmalıydım seni,
Hayır üşümemeliydin,
Gücüm yetmedi, çocuktum, büyümedim.
Yardım istedim, haykırdım,
Omuzlarına aldılar seni,
Benim boyum yetmedi, ama önden önden gittim; geri geri yürüdüm, seni izledim.
Adını yazmışlardı, o tahta yatağına,
Orda yatıyordun sen, adını hiç beğenmedim.
Hayır orda güzel durmuyordu,
Durun dedim, çocuktum,
Sonra büyüdüm;
Ses tonum kendine geldi,
Baktım omzumda annem, yarenim.
Adını o puntolara nasıl sığdırabilirdim?
Hayır, bu vedasız gidişin,
Nasıl söyleyebilirdim?
Dilim tutulurdu,
Nefesim bana veda ederdi,
Herşey, herkes giderdi de,
Sen, annem yarenim...
Bu veda, hasretin,
Daha özleyemeden hasretin...
Vedaları sevmezdik hani,
El sallardık birbirimize,
Uzaktan o sıcak tebessümünle...
Ama daha yolcuklarımız bitmemişti,
Daha ben üniformamı giyemedim,
Daha ben ardımda seni,
O kudretli yarenimi,
Sümbüllerin en masum prensesini,
Bırakmadan gidemedim.
Ama sen,
Annem yarenim,
Hani sevmezdin, neden veda ettin?
Ve gittin...
Malubiyetleri de kabullenirim,
Ama adın ödül olmalı yarenim,
Bak, senin için,
İlk defa yazabildim seni.
Annem, yarenim,
Keşke gitmeseydin...
Alfabemi sende bıraktım,
Bak ilk defa ödünç aldım,
Merak etme, emanetini rafa kaldırdım.
Tebessümünü mahrum etme gökyüzünden,
Öğrettiğin gibi;
Seni yansıtıyor,
Ardında seni saklıyorum.
Annem, yarenim çok özledim...
Kayıt Tarihi : 21.3.2007 02:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!