ALEVİ CANLARIN, YASAL, EŞİT, YURTTAŞLIK HAK İSTEKLERİ,
SEVGİLİ CANLAR, DOST VE GÜZEL İNSANLAR,
Binlerce yıllık, zulmün ve insanlık dramının açığa çıkan çığlığı;
Bu çığlığı kör, aptal, hain insanlık düşmanı yobaz güruh duymadı.
Karanlık dünyalarında, boğulsalar da onların; dilleri lal, kulakları sağır-
Gözleri aydınlığa perdeli, kalpleri mühürlü, günümüzde dincilikle, hurafelilerle, batıl inançlarla narkoz lanmış sefil insanlar, halen gizli, karanlık mahfil ve labirentlerde beyinleri yıkanıyor.
Dilerim en kısa zamanda gözlerinin perdesi açılırda gerçekleri görürler.
GELELİM ALEVİ CANLARIN, YASAL, EŞİT, YURTAŞLIK HAK İSTEKLERİNE;
Aleviler ne istiyor diyorsunuz? Çok şey istemiyorlar;
Alevi canların yasal eşit yurttaşlık ve insanlık hakları istemlerini,
Sizler aydın düşünlü insanlarla paylaşmak istedim.
Biz barış sevdalıları Alevilerden, 72 millete selam olsun.
Kan kustuk kızılcık şerbeti içtik dedik, yakıldık afet dedik.
Kesildik, yüzüldük dar kurbanı dedik. İncitildik,(İncinsen de, incitme dedik) .
(Aydınlıktan gidilmeyen yolun sonu karanlık) dedik.
(Eline, diline, beline sahip ol) . dedik.
(Kadını okutan beş kişiyi, erkeği okutan ise bir kişiyi okutmuş olur) dedik
—Hararet nardadır, saçta değildir—Keramet baştadır, taçta değildir.
—Her ne arar isen, kendinde ara,—Kudüs’te, Mekke’de haçta değildir.(Hacı Bektaşi Veli) dedik.
Hep dedik söyledik söylemeye, anlatmaya devam ediyoruz.
İnsanlığın var oluşundan bu güne, yaratılanları, Yaradan hatırına sevdik.
İbadetler Yaradan ile yaratılan arasında olmalı dedik. Çünkü(Araf süresinin 55.ayetinde) Rabbinize gönülden ve gizlice yalvarınız o aşırı gidenleri sevmez emrediyor dedik.
Dinde zorlama yok (bakara suresinin 256.ayetini.) okuyunuz dedik.
Herkesin dini kendisine (kâfirin suresinin 6.ayetinde) dedik.
Ramazan ayında, davulla sahura insanlar zorlanmamalı, ezanlar hoparlörlerle yüksek sesle okunmamalı, lokantalar kapatılmamalı, oruç tutmayanlar, ibadetlerini camilerde yapmayanlar dövülüp, kınanmamalı dedik.
Yeryüzünün her tarafını sizlere ibadet hane kıldık diyen bir Tanrı var(bakara–115 ayeti) dedik.
Her inananın amacı Tanrı’ya ulaşmaktır. İster mescitte, camii de, ister cem evinde, İster kilisede-havrada evinde dilediği yerde ulaşır dedik.
Devlet ibadetlere karışmadığı gibi, ibadet hanelerin yapımlarına, ibadet hanelerde görev yapan din adamlarının maaşlarına da karışmaz dedik. Din adamının maaşını, o ibadet hanelerde ibadet eden cemaat karşılasın dedik.
Devlet ibadet hanelerde ki yapılan yanlışlıklara müdahil olmalı dedik. Yani(başka mezheplere, başka görüşlere, değişik ibadetlere, devletin temel ilkelerine, kuruluş felsefesine, cumhuriyete, laikliğe,(Mustafa Kemal Atatürk’e) saldırı olursa bunu yapanlardan yasalar gereği hesap sormalı dedik.
Bunları bizler mi anlatamadık, devleti yönetenlerin işlerine gelmediği için oy kaygısı hesapları yaptıkları için mi anlamadılar? Bunu da kamuoyunun vicdanına bırakıyorum.
Ve insanın Tanrı özündeki birliğe varması, görüşünden kurtulup, özle öz olması sevgi ve aşk iledir. Bu yüzden insan bir sevgi varlığıdır, onu gerçeğe ulaştıran özle-öz olma sevgisidir. Gerçekte, sevende, sevilende tanrıdır. Ancak Tanrı İnsan biçimine girerek (Kulum sen benden başka kimseden korkma, medet umma ben sana şah damarından yakınım, (Kaf suresi 16.ayetinde) dedik. Kendi özünü seven kişi kendisini sevgiyle doldurarak olgunlaşır, yücelir, çevresini aydınlatır. Bu sufiliğin, tasavvufun başat görüşü isteği dedik. Dedikte dedik, söyledikte söyledik. İşinize gelmedi anlamak istemediniz,
—Mademki dünyaya, bir insan geldim,—İnsanca yaşamak, insanlık hakkım,
—Tüm yüce değeri, insanda bildim, —İnsanca yaşamak, insanlık hakkım, dedi Fahri Bulut Rızazade
Bu Alevi, Bektaşi şairinin, şiirinden de anlaşılacağı üzere, Aleviler Bektaşiler Sünni mezhebine tanınan tüm hakların, birlik yurdumuzda yaşayan değişik mezhep, görüş, dil, din ve ırk gruplarına da ayrım yapılmadan tanınsın dedik. Yasal haklarımıza kavuşuncaya kadar demeye devam edeceğimizi söyleye geldik. Yaradan hatırına yaratılanları sevdik. Sevmeye, haklarını savunmaya devam edeceğiz. Bütün insanlara hoş görü temelinde saygı, sevgi ve muhabbetlerimizi sumaya, demokrasi formu içinde, birlikte özgür bağımsız ve barış dolu nice asırlar birbirimizi severek yaşayacağımızı umut etmek diliyor ve istiyoruz.
10 MUHARREM.2014. FAHRİ BULUT RIZAZADE
Tüm barış sevdalıları Alevilerden, 72 millete selam olsun.
Kan kustuk kızılcık şerbeti içtik dedik, yakıldık afet dedik.
Kesildik-yüzüldük dar kurbanı dedik.
İncitildik,(İncinsen de-incitme dedik) .
(Aydınlıktan gidilmeyen yolun sonu karanlık) dedik.
(Eline, diline, beline, sahip ol) ,dedik.
(Kadını okutan beş kişiyi, erkeği okutan ise bir kişiyi okutmuş olur) dedik
Kayıt Tarihi : 25.6.2009 14:07:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tüm barış sevdalıları Alevilerden, 72 millete selam olsun. Kan kustuk kızılcık şerbeti içtik dedik, yakıldık afet dedik. Kesildik-yüzüldük dar kurbanı dedik. İncitildik,(İncinsen de-incitme dedik) . (Aydınlıktan gidilmeyen yolun sonu karanlık) dedik. (Eline, diline, beline, sahip ol) ,dedik. (Kadını okutan beş kişiyi, erkeği okutan ise bir kişiyi okutmuş olur) dedik
![Fahri Bulut](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/06/25/alevi-canlarin-yasal-esit-yurttaslik-hak-istekleri-yazi.jpg)
İyi çalıtığımızdan tarihin derinliklerine kadar gömülen
“Ben o zamalar teğmendim hadiselerin bizzat içinde
bulunuyordum ve derelereden hep kan akmıştı” itirafını
ezberlemiştik. Her hatalı davranışımızın onların sevap
hanesine yazılmasına gönlüm razı gelmiyor. Beni bağışlayınız.
Bir de TANRI ÖZÜNDEKİ BİRLİK ifadesi ile ne kastettiğinizi
Pek anlayamadım ama Allah Tanrının belasını versin böyle
Kur’anın dışındaki tabirlerden Allah’a sığınırım.
Allah’ın kullarına nerede birlik ve beraberliğ emrettiğni
Biliyor olmalısınız.
Bakınız bir Hak Dostu ne diyor:
Hem Hazret-i Ali’nin (r.a.) zâtında temessül eden şahs-ı mânevî-i Âl-i Beyt ve o şahsiyet-i mâneviyede veraset-i mutlaka cihetiyle tecellî eden hakikat-i Muhammediye (a.s.m.) noktasında muvazene edilmez. Çünkü orada Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmın sırr-ı azîmi var.
Amma Şîa-i Hilâfet ise, Ehl-i Sünnet ve Cemaate karşı mahcubiyetinden başka hiçbir hakları yoktur. Çünkü bunlar Hazret-i Ali’yi (r.a.) fevkalâde sevmek dâvâsında oldukları halde tenkis ediyorlar ve sû-i ahlâkta bulunduğunu onların mezhepleri iktiza ediyor. Çünkü diyorlar ki, 'Hazret-i Sıddık ile Hazret-i Ömer (r.a.) haksız oldukları halde, Hazret-i Ali (r.a.) onlara mümâşât etmiş, Şîa ıstılahınca takiyye etmiş, yani onlardan korkmuş, riyâkârlık etmiş.' Acaba böyle kahraman-ı İslâm ve 'Esedullah' ünvanını kazanan ve sıddıkların kumandanı ve rehberi olan bir zâtı riyâkâr ve korkaklıkla ve sevmediği zatlara tasannukârâne muhabbet göstermekle ve yirmi seneden ziyade havf altında mümâşât etmekle, haksızlara tebaiyeti kabul etmekle muttasıf görmek, ona muhabbet değildir. O çeşit muhabbetten Hazret-i Ali (r.a.) teberrî eder.
İşte, ehl-i hakkın mezhebi hiçbir cihetle Hazret-i Ali’yi (r.a.) tenkis etmez, sû-i ahlâk ile itham etmez, öyle bir harika-i şecaate korkaklık isnad etmez ve derler ki: 'Hazret-i Ali (r.a.) Hulefâ-i Râşidîni hak görmeseydi, bir dakika tanımaz ve itaat etmezdi. Demek ki, onları haklı ve râcih gördüğü için, gayret ve şecaatini hakperestlik yoluna teslim etmiş.'
HOCAM HAKKINIZI HELAL EDİNİZ (Çünkü ben de ALEVİYİM küçük bir görüş ayrılığı var sanırım MUHABBETLERİMİ SUNMAKLA KESB-ÜŞEREF EDERİM.
Teşekkürler paylaşımınız için sayın Fahri Bulut....
Saygı ile..
Ve, çok çok teşekkürlerimle..
TÜM YORUMLAR (10)