Ağır aksak geçiyor günlerim,
Ve her an, çoğalıyor solgun kalbimde
Tüm acıları mutsuz aşkın
Ve kaygıdan çıldırmış gibiyim.
Fakat susuyorum, mırıltım işitilmiyor;
I
Çift ve tek üstüne ant içerim,
Kılıç ve haklı savaş üstüne ant içerim,
Sabah yeli üstüne ant içerim,
Akşam duası üstüne ant içerim:
Gurbette saygıyla izliyorum
Geleneğini eski zamanların:
Bir kuşu hürlüğe salıyorum
Parlak şöleninde ilkbaharın.
Artık avuntusuz değilim,
Bize karşı iyi davranan
Karanlık serince yorganını
Ve itince geceye zaman
Ağır aksak yelkovanını,
Mutluluk içerisinde yüzen
Aşk, uykusunu yitirince,
Keneler ve sivrisinekler
Çevrende uçuştuğunda gazete kalabalığıyla
Boşuna kafa yorma, harcama ince sözler
Karşı koyma bu küstah gürültüye ve çığırtkanlığa.
Çünkü mantık da üslûp da sevgili dost
Anımsıyorum o büyülü ânı
Karşımda beliriverdiğin,
Uçup gidici bir hayal gibi,
Dehası gibi saf güzelliğin.
Bunluklarında ümitsiz hüznün,
Şairi Tanrı Apollon
Kutsal özveriye çağırmadığı zaman,
Yılgınca gömülmüştür o
Boş bir dünyanın dertlerine;
Kutsal liri onun susar;
Soğuk bir uykuda pinekler ruhu,
"Koru Beni, Tılsımım"
Koru beni, tılsımım,
Koru beni, izlenip örselendiğimde,
Koru, pişmanlık ve telaş günlerinde:
Senin sevecen hayalini son kez,
Hayalimde okşayıp,
Kalbimin gücüyle rüyama can vermeye,
Ve kimsesiz, ürkek, ilahi huzurumla,
Aşkını hatırlamaya,
Cesaret buldum kendimde.
Sorma, neden keder yüklü düşüncemle
Eğlenirken sık sık tasalanışımı,
Neden her şeye mahzun bakışımı ve
Hayatın tatlı düşünden kaçışımı;
Sorma, neden sönüp gitmiş yüreğimle
Ah puşkin beni bir tek sen anlarsın ruhuna selam gönderiyorum
Merhaba Puşkin,
Sana hiç yorum yazmamışlar.
Yorulmadın hiç sanırım.
Şiir yazmışsın okudum.
Daha önce kitap yazmışsın okudum.
Çok yorumladın insanlığı.
İyi yordun insanlığı sen.
Ben okurun, bir nevi kurdunum senin.
Etimiz kemiğimiz tenimiz bir karşılaşmadı.