Dikenli teller ardında,
Yağlı ilmek boynumda yaşadım.
Ne zaman kurulacak darağacı diyerek uyandım.
Uykularım bölündü.
Rüyalarım hep sehpaya vurulan tekmeyle bölündü.
Her gece darağacında boy veren
Fidan gibi gördüm kendimi.
Önceleri hayal ediyordum;
'Üç beş saniyede hallolur,
ruhum bedenimden ayrılır' diyordum.
Bilmiyordum idamı.
İlmek boynumda beklemek demek,
Her gün asılıp ölmek demekmiş.
Hayalde ölmek,
Yağlı ilmekle asılıp
Üç bacaklı darağacında
Can vermek zormuş.
O darağacında suçsuz yere can verenleri,
Onların kararlıca ipi göğüslemelerini
Okuduğum her kitapta ve her satırda,
Ben de tel örgüler ardında
Yağlı ilmek boynumda yaşar oldum.
Onlar aldırmamışlar işkencelere,
Aldırmamışlar zindanlara.
Aldırmamışlar Ulucanlar'ın nemli duvarlarına.
Aldırmamışlar gecenin karanlığında kurulan darağaçlarına.
Şafakla Yusufçuk olup uçmuşlar.
Diğerleri gibi yıldızlara karışmışlar.
Kayıt Tarihi : 23.11.2006 23:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şairin RÜZGAR isimli kitabında yayınlanmıştır.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!