Tuna kiyisindaydim dün degil evvelisi günü. Kar yagmaya ara vermis yagmur yüklü bulutlarin agir ve yorgun cevirip dönen carkiyla, her birinin camekanlarinda hala Noel yildizlari yanip parlayan al benili dükkanlarin hic birine girmedim. Sokak calgicilarinin solo yahut coklu, tap taze ve canli melodilerinde durdum kaynastim. Icimdeki dipdiri ritimlerin tanidik gelenlerine ses verdim , es gectim sus düstüm. islakligi kurumus kaldirim taslarina ruhunu boyayan gezgin ressamlarin renk renk tebesirini sanki benim ellerimmis gibi dokundum hissettim. Irmagi gidebildigim kadar hafta ortasi insan tenhaligiyla yürüdüm, martilara ekmek verdim, köprüden YENI ULM`e gectim döndüm dolastim….
Tuna Almanlari`nin tipki Volga Almanlari hikayesiyle özdesen yoksullugu sefaleti ekmeksizligi dünyada barinacak yer arayislarina birebir benzeyen yüzyillar boyu kalkip brdan heryere göctüklerinin duvar tabelalarini okudum. Duvarin birinde Ikinci Viyana Kusatmasi`nda Tuna`nin akip gittigi bütün köyler kasabalar ve sehirlerden Türk`lere karsi bilhassa Vatikan Papazlik merkezinin kundaklayip örgütledigi savas ve erzak yardiminin ULM`da toplanma ambarinin neresi oldugunu da okudum.
Tertemiz havada, saatte elli kilometre esen rüzgarda yorulunca gittim Katadral`in arka sokaklarindan bir kahvese oturdum. Hüpürdedip lokma kirtlarken baktim sakat sandalyasini yanina hic kimseyi rahatsiz etmeyecek tertipte yerlestirmis seksen…hatta bilemedin doksana yakin bir kadin, üzerine tir tir egildigi gazeteye hic bir satirini ve sayfasini iskalamadan deriiin derin hem okuyor, hem yoruyor, hem süzüyor, hem evirip ceviriyor; arada bir de derin dalip okumaktan sogumaya unuttugu kahvesini yudumluyordu…Okumak…..!
Yasana sosyal hayatin ekonomik siyasi ve kültürel degerleriyle esitlendikce gercekliginin kiyassiz ve vazgecilmez degerini kazanan okumak; nerde hakimdiyse orasi dört basi mamur insanligi büyüten büyük ailenin ayrisiz gayrisiz ; ve ön yargisiz pesin hükümsüz saygin bilgin onurlu yasam ortakligina söz ve sicil sahipliligi yapiyordu. Olmayansa iki yakasi bir araya gelmeyen ; düstükce asagilasip alcalan; istikrarin dengesini yitirmis bogum bogum hir gür kir kavga korku güvensizlik karanlik ayrisma catisma satasma lanet kahir cehalet cürüme kokusma fitne fesat hurafe varsayim keder dert gerilim bunalim yikimlarinin hastalikli sorunlu bogusmalarini ve bozulmusluklarini sürükleyip tasiyordu.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta