Bekleme salonlarında fitilden insanlar gördüm
Yüklü bakışında sendeleyen
İs tutan sözlerde imtihan dokuyan
Düşmenin faturasını gönlüne kesmiş
Lapa lapa yağan anneler gördüm
Gözleri konuşurken koluna
Sevdiğine giden koridorları
Labirente benzeten ihtiyarlar gördüm
"Bekleme" nasihatı veren bekleme salonları gördüm
Ayaz yalnızlıktan estikçe sözlerime
Sıcağa hasret avuçlardan çatlak sesler duyarım
Ki ben
Demir, dağ, taş, betonarme duvar değilim
Şayet insan ağladıkça insan
Halden anladığını kelimede su aldırmıyor
Tekrar tekrar çapalatmıyorsa yarayı
Gözyaşı tohumuna alabora ettirmiyorsa
Alarga yürüyeni çekip basıyorsa bağrına
İnsan belki o dem insan
Bekleme salonlarında haraç kesen saatler gördüm
Ayrılık ve çare için koşturan saniyede
Vefanın akrep iğnesi kadar küçük
Elvedaların yelkovanla kürek çektiğini gördüm.
Tıklım tıklım otobüsler gelip gittikçe
Gıcırdama sesini düşündüm
İçinin doluluğunu görmedi gözlerim
Gönül ağırlığı ölçemeyen tekerlerin
Dinledikçe hikayeleri, homurdandığını gördüm
Paslar anlattıkça eskiyen günleri
Emekli olmayan otobüsleri
Adımlarıyla konuşan mahkûm ellerinde gördüm
Nefesten ısınan bekleme salonlarında
Kapalı gişe gelecek zaman öyküleri
Koridor ile kavga eden ayak sesleri
Yanıp yanmamak arasında bir muamma floresan tizleri
Tek yitenin beklenenler olmadığını gördüm
Bir bütünden kaç parçaya ayrılabilirse insan
Her parçada düştüm de gördüm
Kayıt Tarihi : 20.12.2023 20:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!