Durdu ŞAHİN! in dâvetlisi olarak, 29.01.2009 Perşembe günü saat 11.00 da Makberî/Ahmet AKKOYUN ve ben, Çorum İlimizin güzel İlçesi ALACA' da olacaktık. Bunun için, 28.01.2009 Çarşamba günü Makberî Ankara'ya geldi. Gece 03.30 a kadar oturduk sohbet ve muhabbette bulunduk. 03.30 dan sonra yattık sabah 06.30 da kalkıp yol hazırlığına başladık. Çünkü saat 11.00 da ALACA' da olmamız ve bizim için işlerini öğleden sonraya tehir eden değerli kaymakam Şahin ARSAL beyin makâmın da bulunmamız gerekiyordu. Hava yağışlıydı, bu hava durumu biz ALACA'ya gidene kadar da böylece devam etti.
Hazırlıklarımızı tamamlayıp, kahvaltımızı ettikten sonra Besmele ile ALACA yoluna revan olduk. Elmadağ dan inerken birkaç kâzâya şâhit olduk. Bir kaza yerinde bizi bekletti Trafikçiler. Bu bekleme ânında biraz endişelendik Kaymakam beyin randevusuna geç kalacağız diye ama şükür fazla bekletmeden yolu açtırdılar. Havanın yağışlı olmasından dolayı dikkâtle yol almaya çalışıyordum. Arabamızın karbiratöründe bir sıkıntı olduğu için bazen hava yapıyor çekiş düşüyor, çoğu zaman hızımız mecburen azalma husule geliyordu. Bu da geç kalacağız endişesini devamlı üzerimizde tutuyor, sıkıntılı bir yolculuğa sebep oluyordu. Değerli gönül dostu Muhterem ÖZTÜRK Beyefendi, telefon la sürekli bize yol tarif ediyor, her beş on dakikada bir arayıp, gönüllü klavuzluk vazifesini lâyık-ı veçhile yerine getiriyordu. ALACA yoluna nerden gireceğimizi, daha sonra yolu karıştırıp başka yollara girmemizi önlemek için yolları metre metre bize tarif etmeside ayrı bir meharetti doğrusu. Allah râzı olsun Muhterem ÖZTÜRK'ten. Bütün bu sıkıntılarla geçen bir yolculuktan sonra Elhamdülillâh, saat tam 11.00 da Belediye binâsının önünde durmayı nâsip etti Cenâb-ı Hakk.
Tam Belediye binâsının önüne, aracımızı park ederken, Durdu ŞAHİN kapıda göründü. Hemen sarmaş dolaş olduk yağmurun altında. Arabadan kitaplarımızı da alarak, Durdu ŞAHİN'in hazırlayıp, aylık olarak çıkardığı; Alaca'nın Düşünce Ufku BİRİKİM Dergisinin Ofisine geçtik.
Burada bizi; Mustafa Özarslan, Cemalettin Gürpınar, Coşkun Arslan, Mithat Kaya, Ali Kahveci ve İsmail Fidan isimli gönül dostları bekliyordu. Hemen hâl hatır yaptıktan sonra Kaymakamlığa geçmek için ofisten çıktık. Koridora çıkınca, ana kapıdan giren değerli kardeşim Murat Canbolat'ı gördüm ve;
___Murat Canbolat, gara gözlü sürmeli can gardaşım
Diye bağırdım. Hemen oracıkta sarıldık hasret giderdik can gardaşla. Durdu ŞAHİN, Cemalettin GÜRPINAR, Mustafa ÖZARSLAN, Makberî/Ahmet AKKOYUN'la birlikte Kaymakamlığa doğru yürümeye başladık. Yağmur altında kısa bir yolculuktan sonra, Kaymakam Beyin makâmına ulaştık. Bizim için sabahki işlerini öğleden sonraya tehir eden değerli Kaymakam Şahin ARSAL beyefendi, çok sıcak bir karşılamayla ağırladı bizi. Çok güzel bir sohbet oldu. Sohbetlerin hitam bulupta ayrılma vakti geldiğinde, daha önce isimlerimize yazarak hazır ettiği; Geçmişten Geleceğe ALACA isimli kitabı bizlere hediye etti. Bu değerli Kültür Hizmeti eseri hazırlayanlardan ikiside yanımızdaydı, Durdu ŞAHİN ve Cemalettin GÜRPINAR. Zaten, gözlemlediğim kadarıyla ALACA'da yapılan ve yapılmış olan bütün Kültürel faaliyetlerin hepsinde Durdu ŞAHİN var. Gördüğüm, gözlemlediğim o ki, Durdu ŞAHİN hayatının büyük bir bölümünü Kültür Hizmetlerine ayırmış. Ben, diyorum ki:
___HER İLÇEYE BİR Durdu ŞAHİN lazım.
Ve bu düşüncemde son derece samîmiyim. İnşaAllah Cenâb-ı Hakk (c.c.) , her İl, İlçe.. hatta Köy ve Mezrâ'larımıza kadar birer Durdu ŞAHİN nâsip etsin İNŞAALLAH. Nâsip etsin ki, insanımız aydınlansın, Memleket ve Milletimizin istikbâli de aydınlık olsun İnşaAllah...
Kaymakamlık ziyâretimizi müteâkip tekrar BİRİKİM Dergisinin ebât olarak çok küçük ancak, yüklendiği görev itibariyle Memleket kadar büyük Ofisine uğrayıp, Belediye ye geçtik. Merdivenleri çıkıp makâm kapısına geldiğimizde, değerli gönül dostu Şair Muhterem ÖZTÜRK Beyefendi bizleri karşıladı. Şair kardeşimiz Arap KURT'ta orada oturmuş bizi bekliyordu. Ben onu görünce;
___ Ooooo Arap KURT
Diyerek sarıldık. Müteâkiben hep birlikte Belediye Başkan Yardımcısı Şerif ARSLAN Beyin makâmına girdik. Sağolsunlar tıpkı Kaymakam Bey gibi sıcak bir ilgiyle karşıladılar bizi. Bir müddet oturup, sohbet ve muhabbet ettikten sonra, yine Belediye nin BATTAL DEDE PARKINDA Yemek için hazırlattırdığı yere geçmek için tekrar ofise indik ve oradaki dostları da alarak, BATTAL DEDE PARKINA geçtik. ALACA'ya hakim bir Tepe üzerine kurulmuş şirin bir parkın içindeki Belediye nin bu güzel tesisinde namazımızı kıldık, namazdan sonra hazırlanan sofrada karınlarımızı doyurduktan sonra, diğer odaya geçerek çok güzel ve bir o kadar da tatlı muhabbetimize başladık. Gazeteci kardeşimizTuncay BELBİK, ALACA'da çıkardıkları yerel gazete için bol bol resim çekti. Biz oradayken Şair Mefail ÖZBEK, Şair Osman AYKAÇ, Şair Nuh COMBA Ve Şair Ali KAHVECİ Gönül dostlarıda teşrif ettiler. Konu konuyu açtı, muhabbet ballandıkça ballandı. Osman AYKAÇ ve Mustafa ÖZARSLAN' la sohbet ayrı bir güzellikti. Nuh COMBA Yozgat'ın bir Köyünden olan müşterisiyle arasında geçen hoş bir hatırasını anlatıp, bizleri gülmeye doyurdu sağolsun. Durdu ŞAHİN, Dursun ELMAS' la ilk telefon görüşmesinde aralarında geçen diyaloglarını anlatırken aynı gülüşmeler devam etti. Yanımda oturan can gardaşım Murat CANBOLAT'a dönerek;
___Murat'cığım sana üç tane orijinal malzeme çıktı, bunları mutlaka yaz!
Dedim, birazda ona güldük. Bu güzel ortamı tam mânasıyla aksettirememek ne kadar acı! Güzel demlenmiş çayların eşliğinde sohbet koyulaştıkça koyulaştı. Çayların ardından meyve servisi geldi. MaşaAllah, bizi Türk misafirperverliğinin en yücesiyle ağırladılar. İkindi namazımızı da orada edâ ettikten sonra, tekrar BİRİKİM DERGİSİ'nin Memleketim kadar büyük Ofisine avdet ettik. Coşkun ARSLAN kardeşimiz, BATTAL DEDE PARKINA geçerken Ofisteki çayın altını yanık unutmuş. Ofise geldiğimizde Allah'tan Tüp bitmişte ocak sönmüş. Bu durmu gören Durdu ŞAHİN;
___Aman üstâdlar, bu durumu bir taşlamayla anlatın mutlaka,
Coşkun Tüpü bitirdi,
Durdu aklı yitirdi
Bu da ayak olsun derken, Coşkun atıldı hemen;
___Coşkun Tüpü bitirdi,
Durdu aklı yitirdi,
Gitti geri getirdi!
Diye ekleyiverdi. Bu hazır cevâba epey güldük. Hasbihâlimiz burada da aynı sıcaklıkla devam etti. Coşkun ARSLAN kardeşimiz, hemen bir bisikletle gidip boşalan Tüpü doldurdu geldi ve çay demledi. Kitaplarımızı imzâlayıp dostlarımıza takdim ettik. Durdu ŞAHİN Makberî'nin Börek muhabbetini bildiğinden Börek hazırlatmış. Ben:
___Biz saat 17.00 gibi yola çıkalım
Deyince, Durdu Hoca;
___Hele durun üstâdım, Böreği yemeden nereye, Radyo Şiir deki Börek muhabbetlerinden dolayı ben Börek hazırlattım. Çaylarımızla beraber Böreklerimizi yeriz, ondan sonra sizi yolcu ederiz.
Dedi. Hemen eve gidip, biraz sonra Böreklerle geldi. Çaydı, Börekti, sohbetti derken vaktin nasıl geçtiğini anlayamadık. Bir baktım ki saat 18.30 olmuş.
___Dostlar, muhabbete doyum olmaz, biz buradan daha Edipler Kahvesi Com'un Kayseri'deki etkinliğine geçeceğiz, bize müsaade edin yol uzun, İnşaAllah Rabbimiz nâsip ederse yine geliriz ALACA'ya.
Hep birlikte kalktık, vedâlaştık. Bütün gönül dostları bizimle arabamızın yanına kadar geldiler. Murat CANBOLAT ve Durdu HOCA bizi Kayseri yoluna çıkarmak için önümüze geçtiler. Durdu Hoca çarşıda bir ara durup, bize meşhur ÇORUM LEBLEBİSİ aldı. Sonra Kayseri yoluna kadar bize eşlik ettiler. Orada yeniden vedâlaşıp Kayseri istikâmetine yola revân olduk. Lâkin, evdeki hesâp çarşıya uymadı. Kayseri yolunda birkaç dakika yol almıştık ki, Ankara'ya avdetimiz elzem oldu. Nâsip değilmiş Kayseri'de Gönül Dostlarıyla buluşmak! Allah'ın(c.c.) , her işinde binlerle hikmet vardır. O'nun (c.c.) , hikmetinden suâl olunmazmış.. Elhamdülillâh...
OL KÂDİR'İN CİLVESİ,
TÜRLÜ TÜRLÜ İŞ EDER,
BUNU BİLMEYEN NÂDAN;
OTURUR, TEŞVİŞ EDER!
Fâni dünyânın pisliklerinden arî güzel bir gün yaşamamıza vesîle olan, başta Durdu ŞAHİN ve diğer bütün gönül dostlarından Allah râzı ve hoşnut olsun İnşaAllah. Cümle gönül dostlarına teşekkür ve minnetlerimi arz ediyorum.. VE RABBİM'DEN, MUHABBETLERİN DÂİM OLMASINI DUÂ VE NİYÂZ EDİYORUM.
Altını komuş yanık,
Coşkun Tüpü bitirdi!
Görünce olup panik;
Durdu aklı yitirdi!
Söylendi durdu birân,
Yağacak sandı gören,
Coşkun, düşmeden baran;
Gitti Tüpü getirdi!
Muhabbetti, bir güzel,
Dostlardan, dosta özel,
Altın tavlayıp tezel;
Bize çayı yetirdi.
BİRİKİM'in damında,
Muhabbetin deminde,
Şâd olan dost cem'inde;
Gönül idi hatırdı!
Feyiz aldık, dem aldık,
Sadre şifâ, em aldık,
Nefsimize, gem aldık;
Paslı gönle, nâtırdı!
Ozan İlo mest oldu,
Leb a leb sevgi doldu,
Böyle inandı bildi;
Husumete Satır'dı!
İlhami ERDOĞAN
OZAN İLO
Kayıt Tarihi : 1.2.2009 19:36:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İlhami Erdoğan](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/02/01/alaca-ziyareti.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!