Alaca'ya vardım kurulmuş pazar.
Sordum Ahmet, Mehmet, Hasan kalmamış.
Hacılar hocalar salonda gezer
Doğru söyleyecek insan kalmamış.
Şehirden geç çıktım gün tülüğ etmiş.
Filiğin Ali de at suya tutmuş
Gurur kibir onu kabzımal etmiş,
Kalbini turaba basan kalmamış.
Ta evvelden bilir idim zatını
Yiğit olan sunar er hürmetini
İleri varınca sürdü atını
Yokladım dizimi derman kalmamış.
Biraz yürüyünce yolumdan azdım.
Dağ tepe koymadım bir hayli bezdim.
Yoruldum, üşüdüm, canımdan bezdim.
Bıyıklar buz tutmuş izan kalmamış.
Kardan kıcılıyor dağların başı,
İnsan burakır mı hiç arkadaşı?
Tırnağın varsa başını kaşı,
Kimseden kimseye ihsan kalmamış.
Köyden ses gelince doğrulttum yolu.
Kime bildireyim bu garip hali?
Söyler inletirim sazdaki teli
Yokladım kendimi lisan kalmamış.
Köyümü görünce kuruttum teri
Biraz yürüyünce geçtim ileri
Haydar der muhannet öteden beri
İnsan çakal olmuş aslan kalmamış.
Kayıt Tarihi : 6.12.2010 15:01:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Karlı, soğuk bir kış gününde Alacadan geliken köyün yolunu şaşırmıştır. Arkadaş olmak istediği Kızılhamza köyünden olup İsahacıya geden en samimi ahbabı Filiğin Ali kendisini beklemeden atını sürüp gitmiştir. Kerem gibi kendi halini anlatan şu destanı dizmiş, sabah erkenden ahbabının misafir olduğu eve giderek olayı anlatır, sazını çalar dinletir.
![Aşık Haydar Bektaş](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/12/06/alaca-pazari.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!