Bulutlar dağlarda örgütleniyor
Yırtılan göklerin gazabından korkuyorum.
Zaman çentik çentik tükeniyor
Çaresizliğin azabından korkuyorum.
Yârin adıyla ıslatıyorum dudaklarımı
Yüreğimde renk renk çiçekler açıyor.
Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
Sende uzaklığı,
Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.
Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
Devamını Oku
Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
Sende uzaklığı,
Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.
Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
Ve şiiri okurken bitti ...
Bir solukta okudum
Nefesimin yettiğini yere kadar tuttum
Aşk şiirlerini faziletli aptallara göstermeyin
dedikçe yazdı Rahmetli
Size o zaman da demiştik şair-i azam diye lütfedip kabul etmediniz.
Biraz daha viranız her yitik baharda. Ne güzel söz ne güzel terennüm
Kutlarım
Nur içinde yatın
yürek sesiniz daim olsun güzeldi
günün şiirini kutlarım
günün şiirini kutlarım
günün şiirini kutlarım
günün şiirini kutlarım
film buracıkta bitti
adeta bir şiir şeyhi ve dil kuyumcusu.. harika!!!
…efendim öyle lafazanla, kalpazanla-şair-i azam bir olun mu?
…beriki, öteki de şiir yazar ve hatta hatta hece ve kafiye kök kafiye yazar. Kalpazan şair her şeyi dört dörtlük yazar yazar ama GÖZE gönül pınarından kaynamadığı için yani dıştan dökme suyla kaynadığı için o şair lafazan şairlikten kurtulamaz.
…bu tür şairler (lafazan şair-kalpazan şair) bir nevi SİHİRBAZ’dırlar. Yani göz boyarlar. Yazdıkları hece ve kafiye onların ne derin şair olduğunu ilan eder (tabi ki yiyenler için).
…oysa şair-i azamlar, şair-i hüzzamlar, şair-i merdanlar, şair-i irfanlar (bunları bir yerlerden aramayın bulamazsınız) kök kafiye ve hece kullanmasalar da, TAHTARAVALLİ serbestçilerin durumuna da düşmeden;
Kabımla kapçığımla ülfeti yoktur
Bakınca daima özüme bakar.
Ölü denizlere hicreti anlatmak zor
Aldığını vermeyen yıllardan korkuyorum.
…işte yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi kafiye ve hecenin verdiği tadı verirler.
Anadolu Türkçesiyle Bir Ulu Çınar Konuştu
Sipahiler uçururdum seferlerden seferlere,
Demezlerdi Asya neresi, Avrupa nere?
İnsanlığı benden öğrenirdi palazlanan her kefere;
Şimdiki gibi Batı’ya muhtaç değildim! ...
Tuna, Sakarya kadar Türk’tü; Fırat kadar Türk;
Kılıç tutan iki kolumdu Kırım’la, Kerkük!
Kestiler, acıdan sarhoşum şimdi kör-kütük;
Kendi derdime bile ilaç değilim! ...
Dün er gibi savaşırlardı başı örtülü kızlarımız,
Bu gün cıscıbıllar, şimdi hepsi birer yalancı yıldız.
Ne ezgiler bizim ezgimiz, ne ağızlar bizim ağzımız;
Has ekmektim, baldım, bulamaç değildim! …
Baş benim başımdı, eller benim ellerimdi
Çağlara hükmeden medeniyetimin mayası adaletti, dindi.
Pis uğurlar yüzünden toprağımın bereketi tükendi;
Ben eskiden böyle yoz-kıraç değildim! ...
Bahattin Karakoç
Azıksız Çıkma Yola
Vuslatsa istediğin, in insanın içine
Ve çarşılarda dolaş Azrail’le kol-kola!
Mezarlığa git düşün, düğünlere git ağla
Kanadın sızlasa da Uhud kadar ağır ol
Azıksız çıkma yola! ...
Öyle bir abdest al ki, su bile sarhoş olsun
Sen yaprak ve çiçek ol, gördüğün kuru dala
Hep gönül şehri onar, kâinata sevgi sun
Her ham söze sağır ol
Azıksız çıkma yola! ...
Bahattin Karakoç
…ben ne diyeyim ki üstadım.
…ellerim şişene kadar alkışlasam da, hatırana yinede bir şey yaptım diyemem.
…Allah sağlıklı, sıhhatli uzun ömür versin.
...sahi kıymetli Hikmet bey farkettiniz mi?
Yüreğinize sağlık,seçkiyi hakeden dizeler..isyanın tiz perdesinden haykırmış..tebriklerim kalben..
Bu şiir ile ilgili 21 tane yorum bulunmakta