seni çok özledik öğretmenim
daha dün gibi oysa kahkahaların
daha dün gibi şarkı söyleyişlerin
daha dün gibi
o acın
sonsuzluğa uğurlanışın
her şey bir film gibi
ama gerçek
sen yoksun
gülüşlerin yok
acın var
özlemin var
sessizliğin var
bu acının emsali yok
yıllar geçse de
asırlar geçse de
acın aynı kalacak
biz acımızı sen diye sever olduk
öyle bir türküydü mağusa limanı
öyle yanık ve içten
söylerdin ki türküyü
sanki türkünün hikayesi oldu hayatın
uyanmayan bir aliye söylerdik
bu türküyü
şimdi ise uyanmayan bir aybükeye
söyler olduk
gün oldu
haftalar oldu
aylar oldu
kaç yıl oldu
uyan aybükem uyan
uyanmaz oldun...
acımız da
sana olan özlemimiz de
ilk gün ki gibi
değil asla
her gün daha da fazla
bütün şarkılar sana sesleniyor gibi
her şarkı biraz daha sen
biraz daha hasret sana dair
şarkılar daha çok seni hatırlatıyor
daha çok içimizde ki yangını
al yazmalı aybüke
ezberimizde yüzün
silmek kolay mı öyle
bir yara öyle kolay kapanmıyor
bir hasret öyle kolayca dinmiyor
bir sızı öyle kolay geçmiyor
kalbimizin bir köşesini sana ayırdık
yürek sızımız
fotoğraflar çok acımasız değil mi
yarım saniye bile
bir daha yan yana gelemeyeceğin öğrencilerinle
yıllarca aynı karede duruyorsun
hem de gülümseyerek
bazı çiçekler
bazı topraklarda olmuyor işte
aybüke öğretmenim
al yazmalı hikayeler yarım kaldı
sessizce şehit edildi öğretmenlerimiz
kimisi okul koridorunda
kimisi karne gününde göz göre göre
ben karne günlerini çok severim deyip
kırmızı elbisesiyle gitmişti okula
ilk karnelerini vermeye
cıvıl cıvıldı
dakikalar sonra
yarım kalacağını bilmeden
yaşıyordu
ilk ve son karne gününü
ve sonra
geriye özlemi kaldı
acısı kaldı
yarım kalan bir hayat kaldı
yaktı,
kül etti türkiyeyi
bazı vedaların geri dönüşü yok
aybüke
ölüm bu
geleceği varsa
yapacak bir şey de yok
lakin bu veda
her şeyden çok ağır oldu
al yazmalı
bir çocuk özlemiyle
öğretmen oldum ben dedi
daha yirmi iki yaşında,
ömrünün baharında
her türlü korkunun yaşandığı
ülkenin doğusuna giderek
oradaki çocuklara bahar olmaya
cemre olmaya gitti
doğunun cemresiydi
aybüke
hiç düşünmemişti herhalde
evinden çıkıp batmana giderken
son nefesini
bu kanlı topraklarda
bir kör kurşunla vereceğini
eğitim şehidi olacağını
hiç düşünmedi
belki de
bir müzik öğretmeni olarak
şarkılar, türküler söyleyeceğini düşündü
çocuklara çiçekleri,
baharı anlatacaktı müziği ile…
anlattı,
söyledi de…
yedi ay sadece
kır çiçeklerine türküler söyledi
beni öldüren de yoktur din, iman dedi
şenay aybüke yalçın öğretmen
uyan dedi
uyan alim uyan türküsünü söyledi
türküdeki gibi bıçak yarası olmasa da
doğunun maalesef kaderi haline gelen
kalleş kurşun
bir cemremizi daha toprakla buluşturdu
baharımıza
gelecek bir cemreye daha kıydılar
baharla buluşamadı
hayaller kurumadı
geleceğe umut verecek türküler besteleyemedi
yarım kaldı her şey
sen vatansın
gözlerin yıldız aybüke
seni toprağa düşmeden tutamadık
yarım kaldı hayallerin
yemin olsun ki izinden
nice aybükeler büyüyüp,
yetişecek
adınla büyüdükçe her biri
her geçen gün
ismini aldıkları o kahramanı
tanıdıkça
daha da güzelleşip
bu vatana çok güzel çiçek olacak aybükelerimiz
izinden gidenler kalemi ile
o kahpe silahları susturacaklar
öğretmenim
redfer
Kayıt Tarihi : 14.6.2024 17:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!