Yapraklar dökülürken sohbet başlar kapı önlerinde
Çocuk oyunlarına takılır yorgun bakışlar
Elleri yanaklarındadır her hüzün düşünüşte
Bıçak gibi keser her sohbeti akşamlar
Yavaş yavaş çeker güneşi o kutretli el
Artık yıldız olur sultan padişahtır ay
Çekilen acılara ödenmez sanma bedel
Bir küçük tebessüme bin gözyaşı say
Kafalar dayanmıştır bir kapı kirişine
Gayrı kendinde değildir gözdeki bakış
Bu vakit matem vakti mutluluğun işi ne
Bir ses der sev karanlığı acıya alış
Gül kokusunda başlar akşamüstü hüzünleri
Kapanmış derin yaraları açar bu saatler
Bir çocuk üstünde kurarlar hayalleri
Bozar güzelleri hayelleri az sonra gerçekler
Umutlar bir toz bulutu bırakırlar giderken
Yavrusunu yitirmiş kuş gibi telaşlıdır gözler
Gözyaşı yolculuğu boyunda biter düşmeden
Bir teselli bulursa gözlere gider eller
Akşamüstü hüzünleridir bakışlardaki matem
Dudaklar açılmazlar duygulara inat
Kimine sevinç olur rüzgar kimine sitem
Kimisine iki çift güzel sözdür hayat
Sabah telaşı düşer artık taş yüreklere
Derin bir korku sarar heryeri nedendir bilinmez
Birisi yüreğini bırakır mis kokulu güllere
Akşamüstü hüzünleri birazdan hiçbirşey görmez
Kayıt Tarihi : 3.4.2006 12:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!