merakına engel olamayıp bütün yasakları aşarak
havuza ulaşan küçük bir kızın öyküsü bu şiir
taşan sular sebebiyle ne çimeni tükenirdi etrafın
ne de mevsim tanımayan aylak papatyaları
ulaşınca hedefine tüm dünya onun olurdu haliyle
zaten mutluluk oyunu oynamaktı en iyi becerisi
bir de havuzun bekçisi olan eniştesi yakalamasa
ne güzel oyunlar kuracaktı börtü böcekle
ve çepeçevre kuşatan 'Akşam Sefası' çiçekleriyle
dertleşecekti doyasıya
aslında onu çeken de bu değil miydi
sihir denen şeyi o çiçeklerle tanıdı, belki de şiiri
çevreye bakınca göz alabildiğine yeşillikti
sanki bütün tabiat yeşil olma yolunda
bağımsızlıklarını ilan etmişlerdi de
fark etmekte ben mi geç kaldım diye düşündü
ayçiçeklerini didikleyen arılar ordusundan
uzak dur diye tembihlemişti annesi
bu öğüdü tuttu elbet tuttu ya
komşu teyzenin yeni çıkan “arı oğulu “ yok mu
nene gerek senin oğulu balı, baban da mı arıcıydı
zalımın kızı "diye ilendi dilden dile duyduğu sözlerle"
işte olay bu, bütün arılar üşüşünce saçlarına
yüzü yumrulardan ay parçasına döndü
onların, yani “Akşam Sefası Çiçekleri”nin
gizli dünyasını keşfetmek için kaç kez nöbet tutmuş
kaç sabah güneşin gülümsemesiyle boyun büküşlerini izlemişti
gün doğar doğmaz uykuya dalışlarını birde
hadi küçük kız, sen de uyu derlerdi sanki böylece
hadi uyu, biz çiçekliğimizi, sen de çocukluğunu
yaşayalım gönlümüzce
ve bütün bu fiillerden sonra yosunlar arasından
vırrrakkk nidalarıyla zıplayan kurbağa sesiyle
tüm büyüler bozulurdu ve anlardı küçük kız böylece
bekçinin nöbet saati, Akşam Sefalarının uyku vakti olduğunu
Kayıt Tarihi : 14.7.2015 10:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Teyzemlerin köydeki bahçelerinde bulunan bir havuzdu, enişteye dede derdim, çok küçüktüm o zaman. Bir havuzdan söz etmişlerdi. Çocuk aklımla ne kadar büyütmüş ve ne çok görmek istemiştim o havuzu. Eniştem izin vermezdi asla. Kızar mıydı bilmiyorum ama hiç yeltenmemiştim yasakları delmeye, bir gün teyzem tutup elimden götürmüştü havuzun kenarına... Şimdi düşününce enişteme hak veriyorum belki de hava düşüp boğulmamızdan korkuyordu kim bilir. Çünkü eniştem de annemden çok çekinirdi... :)) Hesap veremezdi elbette...




Yorum yapılan şey şiir olgunca her şey bir çırpıda gelmiyor insanın aklına.
Şiirinizdeki küçük kıza karşılık gelen kadın ve erkek yetişkinler de var elbet. Meraklarını yenemeyen, sınırları çiğneyip geçen ve yeni ufuklara ulaşan. Yaptıklarının sonuçlarına katlanan.
Onlar da her zaman ve her yerde var.
Yazarken onları da düşündüyseniz küçük kız bilsin ki gördüm!
Tekrar yüreğinize sağlık.
Kaçırıyor, okumuyoruz böylesine güzel şiirleri.
Şimdi ben o çiçekleri seven küçük kız oldum. Tesellim, bana saldıracak arılarla dolu bal peteğinin ve emeklerini savunmaktan başka dertleri olmayan arıların iğneleri ile tanışmamış olmam.
Kafası karışık, gündelik yaşamı yoğun çağdaş şehir insanın çoğundan farklı olarak, ara sıra durup yol kenarındaki çiçekleri, dikenleri, otları yakından seyrettiğim, onlara dokunduğum için mutluyum. O küçük kızın küçük yüreğindeki saflık bende olmasa da öyleyim.
Çok güzel bir çalışma. Yürekten kutluyorum.
TÜM YORUMLAR (2)