Sana sesiz zaman içinde güller, getirdim,
Gözlerim derin bir uykuda
Karanlığa köle öfkem?
Bir zencinin suratındaki ifade,
Nasıl oluyorsa kusursuz oluyor.
Biz bir birimizi de hiç tanıyamadık,
Şimdi o ben ben miyim?
Bir nefeslik canım var,
Ölürsem, şayet böcekler, deşsin leşimi.
Doğmamış bebeklere söyle şarkılarımızı
Sönmemiş bir mum ışığında.
Bir yıldız daha kaydı desinler,
Gittiğin gün sakın arkana bakma.
Yanık sesimle resimlere dertlerimi sen kustun,
Ellerimi tutamadan avuçlarını ovdun,
Belkide kendine uzaktım.
Yağmurda volta vuruyor duvarlara,
Ben ise vurgunlar da.
Geceler dönüşürken sabaha,
Ateşte suda sensin.
Paylaştığım günler nasılsa unutuluyor,
Değdiğin yerler volkan olup kaynıyor,
Dilimde dönmüyor vedaya ya.
İyilik yaptığını başına kalkma,
Yine ateşler sen atma,
Sevdanın bir kibrit çöpüne yakam,
Unutan yine sen olma.
Son çığaram deyip sakın ha sakın satma,
Kıvılcımlar sarmış dört bir yanını,
Gök gürültüsü gibi yaşadıkların ondandır,
Nefes nefese.
Sesimi verdim akarsulara,
Düşlerim yine akar gözlerime,
Sevdamı verdim belki düne,
Akrep ille yelkovan küsmüş sendendir.
Yalan yok sözümde inan yalan yok
Bütün garlar trensiz olup,
Akar geceme.
Böyle imiş karanfili solmak,
Yıldızlı gecelerde…
03.01.2008
Ali Asker ÇATALTAŞ
Ali Asker ÇataltaşKayıt Tarihi : 3.1.2008 15:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
hayatın acısı ve tatlısı yaşadıklarımız insanların kendi dünyalarından bir pencere...

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!