Aklıma tükürdüm binlerce kere...!
Sevdiğim sırrına ermiyor diye
Şöyle yüzü koyun yatırdım yere
Kırk fikrin birinde durmuyor diye.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Ne desem bilmem ki...
Her zamanki gibi ozanca...
Tebriklerimle...
Saygı değer hocam teşekkür ederim izah ettiğiniz için... iki tane anlam var evet... Ama kafiyeli şiirlerde çok az rastlanır aynı kelimeyle iki değişik anlamlar... Şiir güzeldi... Bu arada sizi yorduğum için afola... Bir garip ozan Gökan Öztürk
Sevgili Şerafettin bey;
Hay aklıma tüküreyim nasıl da hiç aklıma gelmedi böyle bir sözü kaleme almak:) Elbette ki gelmez çünkü ben sizin kadar güzel yazamadığımdandır..
Yazan yüregi ve kalemi kutluyorum.Mutluluk yüreginizden tebessüm yüzünüzden asla eksik olmasın..Saygı ve kalbi muhabbetlerimle...Sezai Binici/umut_adam/Erzurum
Canım kardeşim Gökan, ne güzel, banada acıklama fırsatı verdin olabilir tabi ki kafanıza yatmayan seyi soracaksınız,,
ben orda teşbih yaptım,,dikkat edersen anlarsın..tabi nasıl yorumladıgını bilemem ama teşbih gözünden kacmış..cümlenin genel kuruluşunu takip et...birisinde
Aklımın kırk fikrin birinde durmayışı söz konusu
diğerinde ise zamanın durmayışı,,akıp gidişi..
sanırım ne demek istedigimi anladın kardeşim...
selam ve dua ile...
Kırk fikrin birinde durmuyor diye.
Bizi düşünürken durmuyor diye.
Hocam affına sığındım... 2 kere durmuyor diye yazmışsınız... Bu şiiri bozmuyor mu? Gerçi siz benden daha iyi bilir siniz? ŞİİRİ DOĞRU YAZMAK GEREKİR DEĞİL Mİ SAYGI DEĞER HOCAM... Selam ve Dua ile... Bir garip ozan Gökan Öztürk
bir isyan şiiri gibi....aşka midir ki bu isyan.....tebrikler
SEVGİLİ OZAN KARDEŞİM YÜREKTEN KUTLUYORUM KALEMİNİZİ.BU ŞİİRDE BACINDAN HEDİYYE OLSUN.
TERLAN AVÇUSUSAN SARI NEYLERSEN
EL OBASIZ ÇİMENZARI NEYLERSEN
OZAN KARDEŞ DEVLET VARI NEYLERSEN
ELDE HÜRMETİN VAR BESİNDİR SENİN
KALBİN BİR ÜMMANDIR,GÖNLÜNSE BAHAR
İLHAMIN DAĞLARDAN ALIPDIR VÜGAR
DÜNYADA NE KADAR GÜZEL İNSAN VAR
DOSTUN KARDEŞİNDİR ELİNDİR SENİN
YÜREK DER Kİ,DERTİN COKDUR YAZ AĞLA
MIZRABI ÇEK KOY KONUŞSUN SAZ AĞLA
GÖNÜL DİYOR ÜZÜLÜRSÜN AZ AĞLA
OZANLAR OZANI SESİNDİR SENİN..
Sn. Hansu..
Dinlemeyen duyamaz yanında da bağırsan..
Dağın ardından duyar isteyen fısıldasan..
Aklına mukayyet ol tükürük hak etmesin..
Bir tükürük yüzünden hepten de terk etmesin..
Çok teşekkürler
Saygılar,sevgiler
hay aklıma tüküreyim!! diye çocukken duymuşum bir yerde, ne çok söylerim bunu kendime... ama böyle bunu şiirde işlemek iyi ki gelmemiş aklıma... yüreğine sağlık ozanım... haz ve zevkiyle güzel bir şiir okudum... varolun şairim... sevgiler
cok güzel dizeler okudum yine sayfaniz da Serafettin bey...kaleminizi yürekten kutlarim.
Bu şiir ile ilgili 59 tane yorum bulunmakta