Aklı Biraz Olsun Başına Gelenler

Evine ekmek götüremeyenleri anlatıyordu şair dizelerinde
Bir haber başlığında memleket ahvalinden başlayan manşetler gibiydi onun şiiri..
Memleket ikiye bölünmüş, insanlar aralarına çizdikleri çizgiyi önce bir nehre sonra da bir denize dönüştürmüştü.
Belli ki okyanuslar olsun istiyordu artık herkes,
öyle ya bu kadar çok farklılıklarla olsa olsa aramızda okyanuslar olurdu.

Memleketin tüm fabrikaları ve daha adını bilmediğimiz nice taşınmışları parsel parsel satılmıştı.
Vak ki vah koşa koşa gelen Suriyelilerden Afganistanlılara kadar memlekette beş milyonun üstünde mülteci, ucuz işçi arayan patronların iştahını kabartmıştı.

Savaşların yüzyıl gerisinde tam da refah içinde yaşamayı hak etmiş bir milletin üstüne yine nimbuslar düşmüş, ah o bahtsız, üretimsiz, gudümsüz günler bir alev topuymuşçasına üstümüze üstümüze yürüdükçe, kara bahtım kör talihim dahi dermansızlıktan iki damla yaşı akıtamamıştı.

Vah ki vahdı bu gidişat,
fakat korkar olmuştu halk,
susturulmuştu çokça, "hele bir konuş Silivri çok soğuk" diye alenen korkutuluyordu aklı başında, memleket menfaatlerini korumaya yeltenenler...
Düzenin kurucuları, düzenin savunucularına iyi para veriyordu ve onlar da Allah için sosyal medyada hiçbir lafı, sözü esrigemiyordu.

Derken sanki güzel bir şey oldu; "Sedat Peker" diye bir adam bir açtı ağzını yumdu gözünü,
hah işte canım evladım, işte ondan sonra bir şeyler tersine dönmeye başladı. Zaten iki tane dönüm noktası vardı memleketin bu koca süreçte; biri "Gezi olayları" ikincisi de hah bu işte...

"Maymun gözünü" açtı diyordu, işte şu karşı kıyıda uzunca bir vakit geçirip de bu gelişmelerin şahitliğinde aklı biraz olsun başına gelenler.
Hem zaten bıçak da kemiğe dayanmıştı, o yüzden gerçekten biraz akıl vardı bunlarda da o mu devreye girdi, yoksa bıçak kemiğe dayandı da ondan mı akılları başına geldi, işte bu kısmını bir türlü bilemedi yamacın beri kalandakiler.

zaten mesele de o değildi, mesele milletin nereye girriğini bilmeden bir fıfırlı, cüsseli, fiyakalı zamanların karşısındaki ezilişinden sonraki durumuydu. Bu durumu sözde düzeltecekmiş gibi görünenler yine çok kâr ettiler bu işten. Meselâ ne mi yaptılar, 15.00'e dayanan euro'ya yetişi verdi dolar. Bir kaç iniş çıkışla dahi trilyoner oldu yine bir kesim. Halk perişan ve ekmeğin yükselmemesi için bilmem kaç secde huzura durmuşken oldu tüm bunlar...

Memlekette yine aynı dualı ve bol kelamlı sözlerle telkinler tavaf edip dönüyor etrafı. Kiminin kulağından giriyorsa onlar da huşi içinde dinleyip tevekkül ederken, oldukça büyük bir ses "hakkımızı helal etmiyoruz" diye haykırıyor. Ve "aklı biraz olsun başına gelsin artık da bitsin bu çile" diye gözünün içine bakıyor bu taraftakiler...