Kendini boşluğa salan yapraktır kalbim
Küsüp ağacına dalından ayrılan
Henüz gülüşü ağlamaklı bebeğim ben
Alsan beni göğsüne bassan
Alsan beni kalbine bassan....
Sesimi yitirdim
Boğuldum
Nefessiz kaldım
Keder kuşandım
Gam yüklendim
Dert aldım ama
O narin bir çiçek gibi dökerdi yapraklarını
Güldümü gül olurdu
Soldumu kül.
Dışarıda hüzün bir sonbahar çalardı kemancı
Kuşlar gazel yakar,
Ağaçlar gazel dökerken
Sevgilim
Savaşıyorsak
En güzel yanlarımızı kaptırmayalım diye
İvedi geçen zamanın kapanlarına…
Bunun için sıkı sıkı sarılırken
Çok iş düşüyor kollarımıza
(Dedem ve babaannem için)
Yetim kaldık
İyiden iyiye yetim.
Evimizin çay kokusunu yitirdik
Otuzunda mart'ın.
Yok artık hüzün şarkısı dinlemekte, söylemekte.
Çıkarıp atacağım üzerimden karanın kirini.
Beyazlara bürünecek bedenim.
Ahd olsunki artık karışmayacak
Hiçbir yoksuzluğa adım.
Kendini boşluğa salan yapraktır kalbim
Küsüp ağacına, dalından ayrılan
Gülüşü ağlamaklı bebeğim henüz
Alsan beni göğsüne bassan
Alsan beni kalbine bassan
Baharın içinde kış gibisin
Hayalimde dolaşan düş gibisin
Sesimi duyuyorsun neden susuyorsun
Sanki benden gitmiş gibisin
Dalında nevnihal gül gibisin
Ortancalar açanda gel.
Yarim dikkat et gökyüzüne
Mehtaplı bir gece seç
Ve usul usul sokul yüreğime.
Kuşlar susanda,
Şehir susanda,
Bir dal düşürdüğü her yaprak için ağlar
Hayatımda, yaprağını yitirmiş dallar gibidir aşklar.
Ruhundayım artık,
Sakla beni şimdi ey yar.
Aşk bu,
kafdağının ardında akan ırmak
Dağların Selvinazı
Le le le le le le le
Bitmez tükenmez nazı
Kollarım zincir sallasam incir
Tez bekler gönül yazı
Le le le le le le le
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!