Sessiz sessiz akıyor hüzün
Sensiz yakıyorum düşleri
Üşümüş ellerim
Bir sabah hali
Gemilerinle gelmeni bekliyorum
İskelede tüten cigaram
Helezonim saklambaç
Nereye gülüyorsun böyle apar topar ansızın
Perşembeye bağladın dilek ağaçlarına asman gereken çaputu
Kardelenler ektin zahmetsiz çamurun üstüne; bu sızın
Sanma ki eflatun rengine dönmez güneş an sızın
(Bütün efsunlarla ağladım ve çağırdım adımı iki defa Akın akın)
Neyi aramam gerekiyorsa saldım gökyüzüne kırlangıç suretinde
Neyi aramam gerekiyorsa o beni arasın bulsun
suallerim yok ki cevabım olsun
Ben durdum bulunduğum bu yerde
Ve yine sustum
Bu nehirler kesmez susuzluğu
Daha ağır anlamlar yüklemeli kelimeye
Boğulmak vaktidir şimdi
Dönüşü yok gecenin
Siyah simsiyah bir aşkı özlüyorum
Renkler oynaşmayın düşümde
Kaybettiğim gün ağlarım
Balıklar çoşar
Kavuşur eller
Bağlarım sözümü
Çaputsuz dilek ağaçlarına
Kırklanma (macera -yün sürpriz –kırk lamba)
—İlanı teşkilatı hamura-
Çok zor müşkülpesent yazılmak biliyorum.
Hiç bir ateşin yalayışı bu kadar eritemez (…)
Evlerine çekilince alem
Bana kalırsın sen
Tek geçerim geceyi
Yanlızlıkta sen
Bir ben geceyim
Sessizlikte sen
Şarkı sözleri gibi örten kafir ömür
Yıkılmazı sanan şizofren düş gibi
Küller bir kahkaha arta kalan zaman içinde
Düzünden geçtik bağ bahçe deminde
Böyle oluyor teselli aşk’dan dem içene
Bahtiyar kir pas içinde hoş gülene
Sen zaten benden gittin ya
İstanbul bekler
Ben zaten seni hep özledim ya
İstanbul gözler
Kal desem kalacak mısın?
Gel dedim ağladın mı?
Ağır aksak ilerleyen mecbur
Hem topal hem kanbur
Sağır şarkılar mırıldanıyor meydanda
Bisiklet hırsızları her yanda
Yüreklerde tutuşuyor kabrin ateşi
Evlerde şenlik kış güneşi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!