Hangi eylem içinde tüketmişsen soluğu
Odur, hayatındaki felsefenin doruğu
Bilgelik niyetine lafz ettiğin martaval
Zâr-u figan ediyor nedensiz onca zaman
Hasretinden ağlıyor bu yürek ah zennure
Sevda zerk olmalı ki o an damarlarımdan
Ol kalırım şifa için züafe bi çare
Böyle geçer mi? Toz, duman, savruk…
Ne sabaha yayılabildim pervasız, ne dost olabildim geceyle.
Bekle desem zamana:
“az sonra dağılacak duman
GECELER VARDIR
Geceler vardır, yıldızlar parlar semalarında
Kimileri söyler şarkısını yalnız
Kimisi isyan eder yalnızlığına.
Çilesi midir bilinmez gecenin karanlıklar
GÜZDEDİR HASATLAR…
Hazanda atınca kalp ekime sevda düşer
Bağlanır iki yürek dertlere deva düşer
Gecenin serininde yaren olur dolunay
Bedenler sarılınca tene de ateş düşer
Yitirince sevdamın çiçekleri ıtırı
Ne idem badem gözlüm olmuştur bu can naçar
Farkı yoktur ol cezam kırk satır ve katırı
Emanettir bedenim ruhum ânda isticar
Sen hazanın kızısın
Baharın sonuna sormalı, düşen yapraklara seni;
Rengin her tonunda maharetin olmalı
Rüzgârın sesinde
Dost aradım, dost sordum, dünün hendesesinde
Kalabalık şölendi; mecali yok sesinde
Bir gördüğüm gölgemdi; bir de akışta zaman
İSYAN-I SÛKUT
Lisan-ı sulh ola ki gark olsa da tinime
Nefsi halim bil ki namüsait bu duruma
Garbın ummanına serilmiş olsa da benim
Böylesine sarhoşluk dokunuyor halıma
o vakit ki sineme dokundu ah-u zarın
küle döndü rüyalar yaktı beni efkârın
yerden göğe savurdu acı feveranların
iflah olmaz yüreğim söylesene ben neyim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!