Dün rüzgar gülünün renginde
İki kanadının sesindeydi endüstri.
Çivisiydi metal yorgunluk.
Uçurtma her renginden,
Bakir toprakların.
Emin beldelerin.
Cennetin nazlı misafiri.
Ah cihadın asri tasviri
Bir fidan kuru bozkırda...
Can buldu sarı sabırda.
Şehadete yakışan fidan
Bir hüzün çöktü içime,sen yine yoksun yanımda.
Yanlızım bitmek bilmeyen her gurbet akşamında.
Resmin belirdi odamın buz tutmuş camında.
Eriyip gelmedin bakındın buzlu camda gecelerce.
Kavuşmanın tatlı hayaliyle doldu kırık gönlüm
Bütün ayazıyla,kar don ve buz gibi yüzüyle kış.
Sessiz tribünden,kan döken ve öldürene alkış.
Zalimin zülmüyle varacağı yer narı cehennem,
Artık bir olma vakti elbet olacak kıyama kalkış...
Sıyırmış insanlığı,
Takmış köle direklerine.
Toplanıp beş kıtadan...
Saplandıl Kudüs'ün bağrına..
Bütün bu vahşet...
Din kardeşleri için...
Nihayet kana doydu.
Canımızdaki vampirler.
Yine gayreti koyduk kenara..
Halik seni korusun dedik.
Vakta ki çekildiler.
"Sen ve rabbin savaşın"diye..
Söz verdik.
Farklı bir alemde.
Zaman ve zeminde.
İlk evredeyken.
Sana secde eden atamız ile...
En Alim Yaradan ben değil miyim?
Bildin mi,
Temelinden kayan binanın,
Hemen yıkılacağını.
Bildin mi
Mukallidi olduğun şeyin
Yollar bitmeden biter ömür.
İşler tamam olmadan.
Çoluk çocuk torun torbaya.
Toprak hasata,
Arsa hayata,
Dönmeden...
Bir de sol aşılandı,
Önceden çürük dalın yerine..
Sözde hep bir kökteniz.
Gider söver geçmişe,
Gelir sayar akideye...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!