Günahkar bir yürekle kovuldum 
Ahşap çerçeveli cennetimden 
Kevser emzirirdi oysa yaşlı annem
Şafağın ağırmış saçları 
Küflü gazeller gibi bedenimi soğuturken
Mayhoş tutkularla 
Mezarından ilk kez kalkmış 
Bir ölü gibi yekinirdim yerimden 
Aralansa dudaklarım
Vişne çürüğü aşk kırıkları 
Sızardı kenarlarından
Yutkunsam baştan aşağı zehir
Geçirsem tırnaklarımı bir nehire 
Sadece kan akardı günlerce bir de kir.
İncelmeden günün örtüsü
Yalın geçerdim alacalı hengameden 
Teri damlardı suallerin 
Bir telgraf direğinde asılı kaldıkça 
Gönlün o mahrem türküsü
Bir ağ gibi yutardı 
Sevdiğim zamanların rahminde sürülen
Nefretle aşkın sürgüsü
Sevgilinin yanına yazılan her söz
Mayasız ekmek kokardı 
Bir avuç merhametle takasa 
Su taşırdım avuç avuç 
Ellerim yemyeşil gözlerimde sis
Şükret diyen çolak katiple
Kesişince çizgimiz 
Makdülün  boynunda ki künyeden
Beni sessiz harfleri unutulmuş 
 Adımdan mı bildiniz 
Hangi şarkısını söylesek hayatın 
O bedbaht usulsüz vuruşlarla 
Aşk işte aşk 
Tuz serpmek gibiydi kara 
Düşmeden pekmez kazanına sinekler
Uyu yalnızlığın nazıyla
Can yeli koşmalı demirden bacaklarıyla şimdi 
Korkma dese birisi 
Böyledir 
O zifiri pişmanlıkların arefesi
Biliyorum bu sığ sulardan sonra ki 
Karanlık, kararlı denizi
Ümit Seyhan
Ümit SeyhanKayıt Tarihi : 4.12.2020 19:57:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!