Almanya' dan haber gelmiş eyvah eyvah hemen mi
Memlekete bahar geldi dost gidecek zaman mı
Bakın hele Berçenek'ten Huni dağı duman mı
Dağı taşı yıktın beni tarumar ettin böyle
Amman amman beden gider geri gelmez Mahsuni
Gerze-i Sinop ta bir dosta vardım
Gönlünde hoşnutluk sezdim de geldim
Hanesinde üç gün mihman’e durdum
Hasretten bir düğüm çözdüm de geldim
Sinop kalesinin burcuna çıktım
Sen neyimi yaktın, yobaz sürüsü
Pir Sultan Abdal' ın özü var bende
Örtülü devletin tahtakurusu
Tâ ki Kerbala' nın tozu var bende
Yakarken, Asaf' la Baba Çimen' i
İkinci haftası malum mayısın
Pazarını sana çıktılar Anne
Ben ne bilem diyer günler neyisin
Her güne bir kılıf çektiler Anne
Kullara sundular bir anlık aşkı
Başımızda kara bulut
Döne durur döne durur
Gözümüzde zerre umut
Gene durur gene durur
Dünyayı tahtı tacıyla
Bir garip zaman yaşarız
Ah ile aman altında
Ne dolarız ne taşarız
Döneriz dümen altında
Bin var idi giden birde
Ciğer dostum bin bir dilden şakıdım
Derdi davam halim arzdan ötürü
Son deminde kuş dilinden okudum
Kestin kelamımı sarstın hatırı
Yaram çok derinde sargı gerekmez
Gönlümün bağında bir tomur açtı
Nedir bu ahvalin, çöl dedi bana
Dedim tomur; gönlüm sahrayı geçti
Dedi: al bu gönlüm göl dedi bana
Kar civan teninde bir güleç yüzlü
Halka hizmet için aday olana
İnanma ey halkım yılandır bunlar
Tepeden tırnağa batmış yalana
Bir oy'a kırk rekat kılandır bunlar
Bunlar hem şarlatan hem ide lain
Bağdat diyarında bir can pazarı
Bizim diyarlarda yalnız ağrı var
Yatırmış masaya okur yazarı
Nerede doğru var nerde eğri var
İki bin üç yılı bir kış ayında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!