Sisli şehirler bıraktın bana
Erken ölümünü kuşların
Ay ışığı da görünmez oldu
Çiçeksiz, yarım balkonumda
Uçuşan eteğini bulamadım
yaz
uzun bacaklı
bir kadındır yaz
gizlice uzanan yalnızlığıma
yaz geceleri daha sık
öpmeliyiz sevdiğimiz kadınları,
ay vakti yüzlerinden
öpüş izlerine benzer,
yosunlar üzerinde kalan
meğer zaman seni de
saklıyormuş ağzında
o mavi çiçek, her yıl yeniden
açan yüzünmüş senin
‘troya’da budanmış güle
söylediğin sözleri
şiir sandınız!
sarıl/sıklam yağmura tutuldum
rüzgara tutundum
sana verdiğim isimler,
tuz gölüne benziyor sevgilim
gözlerinde balıkçıllar geziniyor,
martılar havalanıyor yüzünde
avucumda kum tepeciğidir
Şehrini arayan bir nehirdim
Arar gibi eski bir sevgiliyi
Her yanım toprak, tuz ve kum
Köpüğü dağılmış bozkırda
Çoktan unutmuş çıktığı vadiyi
şiir bilicisiyim ben, dilimde
çok eski sözler tılsımı
görün, iki bin dört yılında
değişecek şiirin yazgısı
biraz daha yol aladursun
Şiire yetmeyen zaman
Nasıl da yanılttı seni
Sen ki daha bir çocuktun
Bir yaşamı alıp gitti
Şiire yetmeyen zaman
"Gece Tanıklığı"
konuşmayı sürdürelim Salih,
bizden öncekilerin bulduğu söz
tanrıların yüzü, ateşin ışığıdır,
yüzümüzü söze ve ışığa sürelim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!