Ey benim deli gönlüm, kır artık zincirleri,
Coşup çağlamak varken, neden böyle durgunsun.
Gem vur arzularına, düşünme gidenleri,
Vuslat hayal olduda, hasretemi vurgunsun.
Uyuyorum...
Gözlerim, uyumakla uyanıklık arası,
Sağa sola dönmekten kanter içinde yorgan...
Kaybolsa da yastığın altında kulaklarım,
Her şeyi duyuyorum...
Elveda hayallerim, arzu ve heveslerim,
Gidiyorum az kaldı, sayılı nefeslerim....
Gidin, başka kapılar, başka sofralar bulun,
Ey ümitler, ben açken, sizi nasıl beslerim.........
Gözlerim, coşkun nehir,
Dilimde, üç beş hece.
Elimde, bir kaç resim..........
Elveda sana şehir,
Gidiyorum bu gece.
İnsan Müsveddeleri
Geçip kendilerinden atılıp kollarına,
Verdiler nefslerine bütün irâdeleri.
Kırmızı halıları yol edip yollarına,
Elleriyle serdiler insan müsveddeleri.
Demir al tâkâtim kalmadı benim,
Bak çöktü bulutlar ufkun sırtına.
Bir meltemden bile korkan bedenim,
Ne yağmur kaldırır ne de fırtına.
Öyle dersin
Yokum,soranlara mahsûl vermedi,
Toprağı çakıllı çoraktı dersin.
Kurudu, tek damla yağmur görmedi,
İklimi dört mevsim kuraktı dersin.
Sen gelene kadar
Baktığımda gencim diyemem asla
Aynaya ihânet etmiş olurum
Yaşım kırkta ama kalamam fazla
O zamana kadar yetmiş olurum
“ SÜKUT ”
Sükut bedenimi ne vakit sarsa,
Zaman ne geçmekte, ne durmaktadır.
Kaybettirip bana ait ne varsa,
Susma! unutma ki sustuğun vakit,
İçinde çağlayan sular durulur.
Kalmaz yarınlara dair bir ümit,
Uçurtmalar düşer kuşlar vurulur
Sustukça hariçten gazeller türer,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!