Ahmet Süreyya DURNA
1954 Doğumlu olan gazeteci-şair Ahmet Süreyya DURNA; Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesine bağlı Nadır köyünde dünyaya geldi. İlkokul, orta, lise ve imam hatip lisesinden sonra yüksek öğrenimini tamamladı.
İki dönem, bir siyasi partinin İskenderun ilçe başkanlığını yaptı. Uzun süre Akdeniz Bölgesi Basın Ajansı olarak çalıştı. Bazı gazetelerde belgesel araştırmalarının yanında, kültürel makaleleri yayınlandı. İç ve dış gezileriyle ilgili yazılar kaleme aldı, röportajlar aktardı. Daha sonra belirli aralıklarla köşe yazarlığı icra etti. Anadolu’nun muhtelif yerlerinde çıkan mahalli gazetelerde de kalemiyle hizmetini sürdürdü.
Mizah, Milli Mücadele, İttihat, Somuncu Baba, Kültür- Sanat, Bengisu, Mefkûre gibi bir çok Edebiyat dergilerinde şiirleri neşredildi ve bazı eserleri bestelendi. Aynı zamanda, bu dalda bir çok ödüller aldı. Afşin Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevinde de bulunan Ahmet Süreyya DURNA, makalelerini bir müddet müstear isimle yazdı.
Evliya Çelebi’ nin Seyahatnamesinde ayak bastığı yerlerin tümünü istisnasız dolaşan Gazeteci-Şair, İskenderun Demir Çelik Fabrikalarından emeklidir ve iyi bir Ortadoğu gözlemcisidir.
Ayrıca Taekwondo milli hakemidir ve sporla iç içe yaşamaktadır. Sosyal faaliyetlerinin dışında, Hat sanatı ve Osmanlı arşivi üzerinde çalışmaları mevcuttur.
Eserleri
Muzır İkili (hikayeler) , Denemeler, Şafak Taarruzu (şiirler) , Üç Değirmen Ötesi (Öykü) yayınlanmış eserleri arasındadır. “Yalaka Üretim Merkezi” adlı eseri ise basım aşamasındadır.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Ahmet Süreyya Durna.
Bakilacak degil okunacak bir sairdir..
O Ki antolojinin (coklari farkinda olmasa bile) kalitesidir,
Gözlerim islanir siirlerinde
Anadolumun, yüregimin sesidir..