Bir şiir yaz son kez...
İçinde aşk olsun, sevda olsun,
Yer verme yalana, gerçek olsun.
Doyasıya yaşa her şeyi bu gün,
Yarın öl, düşmana bayram olsun...
Bundan yüzyıllar evvel kükredi bütün gençlik,
Zalim Dünya eğildi önümüzde, koca bir seldik.
Sultanımın emriyle, gemileri karadan yürüttük,
Güller açtı da İstanbul’um, tarihimizle gülüştük...
Anlamayız toptan, tüfekten; burası er meydanı,
sürüyor televizyonda savaş haberleri,
bir karede kanlar içinde taze bir ölü,
oysa diğer kare gösteriyor gülenleri,
insanlık Musul da, Tıkrit te gömülü...
bir avuç toprak ve biraz da kanlı petrol,
güneş batiyor dağlarin ardinda,
karincalar yuvalarina dönüyor.
kuşlar bir başka ötüşüyor dallarda,
çiçekler tohumlarına küsüyor.
ve sen... hala uyuyorsun...
Ah sana, vah sana güzel yurdum,
Ben senin bu hallerine vuruldum.
İmralı da lüks bir köpek kulübesi,
Kulağımda öksüzün, yetimin sesi...
Avrupa’yı da al arkana, öylece gel,
Hatırlar mısın balayına gittiğimiz günü,
Bize çarpan kamyonun şoförü içkiliymiş.
Hem seni aldı benden hem bugünümü,
Üç ay sonra çıkacak, şimdi içerdeymiş...
Bir miktar para vermişti sigorta,
Bu satırlar ardında tek hikmet-i vücudum,
Haddime mi namütenahi olmaya çalışmak.
Tekemmül beynimde, aşikardır yoruldum,
Cihetim budur bundan sonra, malikle yaşamak...
aylardan şubat,günlerden cuma,
hava daha yeni aydınlanıyor.
ezan sesi yükseliyor sema da,
bir bahtı kara dünyaya geliyor...
ahmet veriyorlar ilk ismini,
Yaş kemale eriyor, otuza çeyrek var,
Çıkmazların ortasında sokaklarım dar.
Ömrün kalanı kucak açmış bekler,
Kalp rotayı şaşırmış, arada bir tekler...
Ne Danteyim ne de Cahit Sıtkı Tarancı,
Yalan Dünya içimde son gurbet,
Saraylar, kulübeler şimdi viran,
Ufukta ayrılık var, geldi zaman,
Mekan emanet, köprüler emanet...
Bilmem neyin kavgası bu hicret,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!