Dağ büyür dal büyür hepsi de emekle,
Kim neye kavuşmuş öyle beklemekle,
Yürüyemezsen hiç olmazsa emekle.
Yol yürümekle aşınmaz aşılır dost.
Ah eski ninniler çocukları çabucak büyütürdü,
Daha kundağındayken ayağa kaldırır yürütürdü,
Şimdi ninniler büyümeden küçültüyor bebeleri,
Tekrar ninni söyletmeye alıştırmalı anneleri.
Nasıl perişanım sensiz bu sahilde,
Gel gel de kırık dökük sallarda gel.
Son gücümü de harcadım bunu bil de,
Gel gel de deli dolu esen yellerde gel.
Bu yılda böyle geçmesin bahar,
Sabırla bekle sular buz tutar,
Elekte bile su taşınır an gelir.
Yusuf (AS) unutulsa zindanda,
Bir gün onu bilen anlayan gelir.
Yanında ne kadar taş var ise durma haydi at bize,
Biraz daha taş gerek inşa etmek için tekkemize.
Böyle bir şey demek ki hayat,
Bir dala tuttum dal kırıldı.
Deryalara açıldım ki heyhat,
Bir sala çattım sal kırıldı.
Nerde Leyla nerede Mecnun,
Gözlerim ağlamanın ulviyetini ah bir bilse
Ve gözyaşımı çisil çisil yağan yağmur silse.
Zifiri karanlıkta kara bir karıncayı gören anlar bizi,
Mukaddes Dava derdi rüyalarına giren anlar bizi,
Çileyi yudum yudum içip şükür diyen anlar bizi,
Bağrına bassa yeter Hak diye yalvaran canlar bizi,
Hak insan özünü hasretle pişirir,
Böylece birbirinden ayrılır beşer.
Seçilmiş kulları gurbete düşürür,
Bedenler sılada ruhlar gurbettedir.
Büyük ruhlara dava derdiyle yanmak var,
Yanıp aydınlattıkça öteler uyanmak var.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!