Ne güzel bir anıdır
Tarihin defterinden
Okuyan ilham alır
Ata'sından ceddinden
Kahramanlık güftesi
Dört Nisan Doksan Yedi
Sırların irdelensin
Kader kader tamam da
Vesileler bilinsin
Doksan beş doksan yedi
Önümü göremiyorum
Duygularım bir serencamda
Bilinmeyen nedenlerin ıstırabını çekiyor yüreğim
Geleceği ilk defa göremiyorum
Ya da görmek istemiyorum bu halle
Bir Eylül daha geldi;
Yaklaştı usulca
Sevindi,
Ağladı.
Olduğuna mı,
Yokluğuna mı heyecanı
Sürüde manda olanların
Yokluktan çoban olduğu zamandır.
Harmanda pire bit olanların
Fırsat bulup deve olduğu zamandır.
Bugün gördüm ismini
Koridorlarında yürüdüm.
Sessiz ama kimsesiz değildi
Sanki nefes alıyordu duvarlar,
Her baktığımda işitiyordum.
Hele bir de o kapıyı açıp içeri girince
Hangimiz eksik,
Hangimiz tamam?
Hangimiz yiğit,
Hangimiz Müslüman?
Tahtın olsa altından Karunla yarışsan
Bir Süleyman olsan tüm Kuşlarla konuşsan
Hükmetsen aleme bir yüce Sultan olsan
Anadolu'da er olmaya bedel mi hiç?
***
On yedimde aklar düştü saçıma
Terk edilme ateşinde erittin beni
Bırakıp bedenimi hasretin koynuna
Ebedi mutsuzluğa ittin beni
“İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı,
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde”
diye başlar bitmek üzere olan şiirin son bendi.
Şimdi ne o rüzgar kalmış,
ne yavaş sallanan yapraklar,
çıngıraklar da yok sucular hayal.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!