Ahkamın sükutunda mutlak hayaller
Kalbin kırıkları bir hayale benzer
Cümle alem düşler içinde düçar ile
Gönül çekimsizliği eli ağyar eder
Beklenen gün geldiğinde
hangimizin canı yanıyor bu denli söyle
vurulduğumuz virane topraklarda gölgeden kan fışkırıyor
tek umudum dağın arkasında gizlenmiş çayını yudumluyor
belki gelen son yolcudur vapurda yer tutuyor
başlar firak harekatı kalpte karanlıkları aldırmadan
bir kırpılır bin ağlar gözlerim
yağmur almaz nemini buluttan
bulut benim gözlerim
sözlerimde vücud bulur özlerim
bir görsem çehreni ay geceyi kuşatacak
Beklemek çaresiz umutla beklemek
Çaresiz kalınca gelmeyeceğini bilerek
Umutla gelmeyeceğini haykırırcasına düşünmek
Beklemek bilerek düşünmek ve gitmek
yanıma aldığım bir tek kalem, bir tek torba
yazacağım alın yazımı girdiğim tek yolda
kazancım birkaç kelam ile üç beş lokma
bu yolda usta olmak da var bu yolda aş düşünmek de var
kaldırım taşına takılır ayağım da sendelersem
Cesaretimi bekliyorum bir gün ortada
Cesedimi bırakıp da kaybolursam
Tüm yolların çıkışlarında
Varlığımı esir bilip de son bulursam
Koşturmadan durulmaz bu sular
Akar dingin esen yellerin altında
Sükutun ardında bir nefes
Ve bir vatandır azadını bekleyen
O nefes ki dağları titreten
Dağı dağa kırdıran
Şu cihan sessizliğe hasret
Günleri ayıramazdım birbirinden
Geçtiğin yolların seyriyle
Kayıp zamanların kuşu gibi
Doğdu yine küllerinden
Fakat artık görünüyor bir başka
Elem-i firak’ı şuhud edipte açtım bab-ı dünyayı
Lakin addedemedi cism-u can bu hevayı
dünün benden aldıkları kaldı
yanımda şimdi benle onlar bir başıma
geziyoruz sokakta
yıldızlar bize eşlik ediyor
dillerinde selalar
fakat uzaktayız duyamıyoruz onları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!