Eğitimci yazar ve şair Ahmet Mustafa Kulaber, 1939 yılında Sakarya ilinin Hendek ilçesine bağlı Karadere bucağında doğdu.İlkokulu doğduğu köyde ve Düzce'nin Selamlar köyünde bitirdi. Düzce'de girdiği Arifiye ilköğretmen okulu sınavını kazandı. 1960 yılında öğretmen oldu. Mesleki görevini sürdürürken Gazi üniverstesi Gazi Eğitim Fakultesi Eğitim Yüksekokulu'nu bitirdi.Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı ilk ve ortaöğretim kurumlarında öğretmen, müdür yardımcısı ve müdür olarak görevi sürdürdü.Çankırı, Amasya, Samsun, İzmir ve Sakarya illerinde çalış ...
Ilık bir rüzğar okşar tenimi
Tasalardan arınmış yüreğim berrak,
Serilir önüme yeşil denizler
Ufkum ak...
Maviliklerde yüzüyorum tasasız,
Demokrasi ruhuyla özgürlük bize haktır,
Geri adım atmadık,uzay çağı boyunca.
Bu ulus en güzele elbette müstahaktır,
Atatürk'ün izinde tavnmızı koyunca
İnsan haklan için her çareye başurduk,
Kana şaklayan kırbaç uzayan akşamından
Güçlüler zayıfları, savaş sulhu boğardı,
Savaşın ortasında hak, hukuk demez insan,
Şaşırmış her kadere musibetler yağardı...
Zorbaya karşı koyduk bağımsızlık ruhuyla
Neden ki dargındır bunca dostluklar
Tüm insanlar yokuş sürüyor
Sehpalar kuruluyor
Asırlık çınar altlarında
Yoksulluk sehpalarında
Çiçekler soluyor
Gök gözlü güzel çocuk.
Ellerinde oyuncak,
Oynarsın boncuk boncuk,
Bahtın gülsün yüzün ak...
Oğlumun canı, kanı,
Çiçekli bahçemizin,
Süslenen surlarını
Kim bozuyor bağbanın
Altın yüklü yarını...
Hangi kuş kanadından
EVRENİN OLUŞUMUVE ZAMAN tÜNELİNDE lAZLARIN tARİHİ
Bu çalışmaların bir iddia veya bir başka düşünceyi kesinlikle kapsamadığını hemen söylemek gerekmektedir. Burada insan kimliğinin nereden nereye geldiğini, tarih boyunca çekilen sıkıntıları sergilemek, bugünün insanca yaşamının hangi aşamadan gelerek bu mutluluğa geldiğini anlatabilmek için kaleme alınmış, benden sonraki nesillerin bunları bilmesinde yarar umduğunu belirlemek için hazırlandığını hatırlatmak isterim.
Büyük Patlama (Big Bang) : Mekân, cisim, zaman yoktu. Bir O (Allah) vardı. Her şey sıfırdan başladı. Mutlak bir boşluk içinde insan beyninin hayalini dahi edemeyeceği bir boşluk. Birden ENERJİ akıl almaz biçimde bir merkezde toplanır. 5 milyar yıl önce bu enerji saniyeden küçük bir zaman diliminde madde haline dönüşür. Milyarlar derecesindeki sıcaklık patlamalara yol açar. Dağılmaya başlar. Başlangıç noktasından uzaklaşırlar. Bu hacim büyümesinin bir başlangıcıdır. Bu büyümenin hala devam ettiği varsayımı da vardır. Zamanla evrenin küçülerek kendini yok edeceği düşünülmektedir. BİG BANG ile başlayan büyüme BİG CRUNCH (kranç) ile çatırdayarak bitecektir.
Uzay sonsuz bir boşluktur. Gök cisimlerinin tamamı bu uzayda yüzmektedir. Bu yüzüş sistemli bir biçimde sürmektedir. Hala ışığı bize ulaşmayan yıldızlar mevcuttur. 170 000 yıl önce infilak etmiş bir yıldızın ışınları ize 1987 yılında ulaşmıştır. Güneş'in ışınlarını Merkür, Venüs, Mars yansıtırlar. Bunlar Dünyamıza benzerler. Yavaş dönerler, uyduları azdır. Satürn, Uranüs, Neptün, Jüpiter boyutları geniş ve uyduları çoktur. Plüton bu sistemin dışında kalmaktadır. Gezegenler kayar, koşar, fren yapar, durur, ters yönde ileri geri ilerlerler. Güneşin uydusu olduklarından bu sistemin dışına çıkmazlar.
Güneş, milyarların içinden vasat bir yıldızdır. 150 milyon km alan içinde yer alan bir yıldız olup ışığını sekiz dakikada dünyaya ulaştırmaktadır. Yaşamının yarısını tamamlamış olup 5 milyar yıl sonra dünya karşısında dev bir kızıllık olacaktır.
Cumhuriyetin ruhu, ufuklar ötesinden
Eğitimde, sanatta, bayındırda kararla
Gidiyoruz baş mimar Atatürk’ün sesinden,
Büyük bir amaç ile gurur ile vakarla...
Savaşımız halk için özgürlüğe yolumuz,
Yıldırımın şimşeğin alt üst ettiği zaman
İnsanın küçüldüğü, silahın büyüdüğü,
Güçsüzü haksız eden, güçlüsünü kahraman
Ettiği tarih tanık dokuz yılın sürdüğü...
Bütün dünya kapışıp oluştu dünya harbi,
Atatürkçü düşünce 'Modernleşme' progra¬mıdır. Yirminci yüzyılda yaşadığımız ulusal kur¬tuluş hareketinin temeli ve ürünü olarak bilindi¬ği Türk aydınlarınca kabul edilmiş sistemdir.
Bu sistemde hak ve sorumluluk ilkesi yatar. İnsanca yaşamanın idealleri ile donatılmış dü¬şünce birliğidir. İnsan, biricik varlık olarak görü¬lür. İnsan olarak temel hak ve sorumluluğun kay¬nağını oluşturur. Yaşama hakkı, tüm hakları bünyesinde saklar. Haklar ve sorumluluk arasın¬da doğru orantı çizmektedir. Ne denli hak varsa bir o kadar sorumluluğun bulunduğunu unut¬mamak gerekir. Temel özgürlük kavramını içe¬ren Atatürkçü düşünce akılcı, barışçı, ilerleme¬cidir. O'nun koyduğu esas Türk Milleti'ni çağ¬daş uygarlığın üstüne çıkarmaktır. İnsan olma, millet olma, devlet olma davası Büyük Önder'in ana düşüncesi idi. Bunu da gerçekleştirerek ay¬dın Türk gençliğine emanet etmiştir. Bu bir dev¬rim hareketi olup sürekliliğini çağdaş temel üze¬rine oturtmuştur. Tam bağımsızlık Atatürkçü¬lüğün ruhunda muhafaza edilmektedir. Her tür¬lü emperyalizme karşı, askeri, kültürel, siyasal, ekonomik, eğitim, toplumsal yaşam alanlarında Türk insanının duyarlı olmasını istemektedir. Geçmişin dinamizmi ile geleceğin idealinin mille¬te güç kazandıracağını çok iyi bilmekte olan Ulusal Mücadele'nin Muzaffer Kahramanı Atatürk, bölünmez bütünlüğü, milletin birlik ve beraberliği önemli nitelik olarak görmekte idi. En büyük eseri Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Cumhuriyetçilik, Milliyetçi¬lik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik Ata¬türk Düşüncesinin bütününü oluşturmaktadır. Samsun'a çıkışının ardından Amasya genelgesi, Erzurum ve Sivas Kongrelerine karşı oluşan iç isyanlar, padişahın aciz tavrı, en güçlü ordula¬rıyla ülkemizin işgalini gerçekleştirmeye çalışan emperyalistlere örgütlü direniş, zaferle sonuçlanan Modern Türk Devletini oluşturmuştur.
O'nun ilke ve inkılâplarını gözardı ederek başka ufuklarda mutluluğu arayanlar mutlaka kendi hesaplarına, çıkarlarına, gericiliğe bunun ardından kargaşa ve yokluğa susayanlardır. Millet egemenliğine dayanan, laiklik, hoşgörü, barış, diyalog, uzlaşma, akılcı, çağdaş, milli ve modern programın adı olan Atatürkçülük düşüncesi bölünmez bütünlüğün, birlik ve beraber¬liğin bir ifadesi olarak gördüğümüz ve hiç bir ideolojiyi kabul etmeyen yirminci asrın yüksek düşüncesidir.
Atatürkçülük ilkesinde halkın egemenliği esastır. Önemli olan halktır. Onun için ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesini koymuştur. Çağdaş ve ileri düzeyde bir yönetim biçimi olan demokrasi bilinci ruhumuza işlemiştir. Bu millet tüm kuruluş ve kurumlarıyla anayasamızın başlangıç ibaresi ile 1’den 12. maddesine kadar olan hükümlerin değişmez biçimini sindirmiş durumdadır.
Bir insan veya aile ıssız bir adada yaşayamayacağı gibi bir ulus da dışa kapalı, uluslar arası ilişkilerden mahrum yaşayamaz. Ulu önderin “Yurtta sulh cihanda sulh” ilkesi bugünün ve yarının insanına ışık tutmaktadır. Bunun için barış, huzur, hakkaniyet, hoşgörü, sevgi ve saygı toplumların yaşamında önemli yer almalıdır. Dünya artık küreselleşmeye ve milletler topluluğu yoluna girmektedir. Bizler bu konuda kayıtsız kalamayız. Ancak ulusal bağımsızlık, egemenlik, insan haklarına saygı, eşitlik, hoşgörü ve etik düzeyde yaşamın süreci herkesçe beklenir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!