Ahmet Murat Yücel Şiirleri - Şair Ahmet ...

1972 yılında Bulancak'ta başladı hayata. Üniversiteye kadar tüm öğrenimini Bulancak'ta tamamladı. Nasıl olduysa Malatya Türk dili ve edebiyatını kazandı. Nasıl kazandığını bilmediği gibi,Samsun'a nasıl yatay geçiş yaptığını ve 1994 yılında okuu nasıl bitirdiğini de hiç bilemedi. (buna,' Allahın büyük bir lütfu 'diyor.)
Hiçbir yere bağlayamadığı ruhunu ve bedenini teskin etmenin mücadelesini verse de henüz başarabilmiş değil. Bir gün başaracağına ama o gün de kendisinin olmayacağına inanıyor.

Ahmet Murat Yücel

Gerilla Türküsü

Eğer yarım kalmışsa kavgamızın öyküsü
Dolaşsın dilden dile bir gerillanın türküsü
(1999)

Devamını Oku
Ahmet Murat Yücel

Hoş Geldin Ey Sevgili

Çile çekmek,isyan etmek,zalime direnmek
Bütün meselem;
Alçakça yaşamaktansa şereflice ölmek.
Bitecekse eğer bir gün benimle bu zulüm,

Devamını Oku
Ahmet Murat Yücel

O yalnız,
Şiir yazamamktan şikayet ederdi.
Ve bir gün;
Yüreğiyle yazdığı şiirlerden,
Başı derde girdi!
(1999)

Devamını Oku
Ahmet Murat Yücel

ADINI “GÜL” KOYAMADAN

Bir goncanın yapraklarıydık,
Hayallerimizdi açan bizden önce
İfil ifil esen bir sâbâ yeli
Okşayacaktı yanaklarımızdan

Devamını Oku
Ahmet Murat Yücel

Deniz Kızı ve Oyun

Elvanın raksı var denizin üstünde
Aralandı zamanın gözündeki perde.
Birazdan bir deniz kızı gelecek,
Eski bin bir gece masallarından

Devamını Oku
Ahmet Murat Yücel

YÜREĞİM YAMAN DÜŞTÜ

Çatladı kâinat, üstüme asûman düştü
Ezelde çekilmiş kur’a, bana isyan düştü.

İtlerin söz sahibi olduğu bir mecliste

Devamını Oku
Ahmet Murat Yücel

SEN HİÇ GİTMEDİN Kİ

Sen gittin,
Namludan fırlayan kurşun gibi
Gökte kayan yıldız gibi
Ellerinin buğusu kaldı camlarda

Devamını Oku
Ahmet Murat Yücel

EYLÜL

Gençliğim gidiyor anne,ardına bakmadan
Bir damla gözyaşını sevdaya akıtmadan.

Kalemim kırıldı tutulmuyor artık anne

Devamını Oku
Ahmet Murat Yücel

NİDA DÖRTLÜKLERİ

Zehir tasında sunulmuş bengisu
İçmesen ölüm,içsen kalleş pusu
Nicedir gözlerimden kan getiren
Ölümün değil,ayrılığın kaygusu

Devamını Oku
Ahmet Murat Yücel

Hasretin bad-ı sabaya yükledim
Bahçendeki güllere serpsin diye
Sensiz sabahlara kadar bekledim
Belki bir gün döner gelirsin diye

Umudu saçtım toprağa habersiz

Devamını Oku