Uyandığı zaman gökte yıldızlar
İnsan düşünür: belki de Allah var!
Tanrısal bir öpüştür soken şafak.
Ne hoştur insanın bir gül açası,
Koşan göklerde kuş gibi uçası,
Dün, bir gölge gibi geçti yanımdan
Oydu, bir bakışta tanıdım onu;
Rüyalarıma tayf halinde konan,
Peşime bir korku gibi düşen o.
Bazı yapraktı, bazı bir rüzgâr.
Gün batıyor, gün batıyor,
Veda etsem hepinize.
Ufuk kanlı bir denize
Dönüyor, sizi bıraksam.
Gün batıyor, gün batıyor,
Bakıp imreniyorum akınına
Şehrin üstünden geçen bulutların,
Belki gidiyorlar yakınına
Rüyamızı kuşatan hudutların.
Evler, ağaçlar, sular, ben ve bu an
Kara gözlerindeki umut
Siyah saçları kadar karamsardı
ve kadere küsmüştü O, bir kere
Sevgiyi öldürdü diye...
Sanki ona uzanan ellerde
Keskin bir bıçak
Ve günlerden bir gün, bir sabah erken
Kuşluk vaktinde, bülbüller öterken
Kentin meydanında bir darağacı.
Sallanıyor boşlukta bir yabancı.
Geçiyor sabahın yolu alnından
Ve yalın ayakları bir gecede...
Uçuyor, duran bir anın havasında
Işıktan kuşları bir akşam seherinin;
Gündüzün geceyle buluşan noktasında
Yaklaşıyor musikisi eteklerinin.
Ve sanki ufkuma baştanbaşa gül rengi
Dolu bir testi idim ben,
Baş aşağı ettiniz beni;
Eh, boşalıverdim derken...
İyi mi ettiniz yani?
Sevgiler vardı içimde
Yüzün beyaz, abajur yeşil, gece mor;
Esrimiş kalbim, şarkısını söylüyor.
Her yanın avuçlarıma dökülüyor
Çeşmeden akan suyun berraklığında.
Dolaşan bir dudak mı var saçlarını?
Bin dokuz yüz otuz dokuz:
Karanlıkların içinde
Ölülerle yaşıyoruz.
Puslu havayı sever kurt;
Kaplamakta gökyüzünü
abi popülerliğini nasıl ayırabiliyorsun benim güzel şiirlerim olmasına rağmen sadece 3 takipçim var ve 2 si benim hesabım):