Kaçıncı kez dokunduğumu
ikimizde bilmiyoruz
uzanılan dört mewsim yatağımızda
tellerimizin üzerinde kanayan parmaklarımızın
notaları yazılırken
beşinci mewsim doğuyor içimizden
Yalnızım.
Başımlayım.
Yalnız başıma duruyorum
hayatın ortasında
pazar gecesi
pazartesi içtimasına hazırlanırken.
Koşa koşa
soluk soluğa
gerile gerile.
Gözlerim hep kısık
yüzüm buruşuk
tenim soluk
Baktık,kaldık öylecene
bir adım önümüzü görmeyerek
uğursuz bir cin sopasının sisleri kalktığında
yeşil takımlı dimdik duranları belledik.
El kaldırdık,indirdik
baş kaldıramadık,hep eğdik.
Bu aşk
bu yürek akıntıları
dayanılası değil.
Beklemek diyor:
beynim.!
Bu inişler
yamaçlarımda beklerken seni.
Bu oturuşlar
kafes odalarda çırpınırken,
bu soluk alışlar yoruyor yüreğimi.
Bu sessizlik neyin habercisi
Burukluğunda duygu burkulmalarım
sargılı
yüreğimin gözü,kaşı
her yanı.
Kör ve sağır
Beynimde göçebe sıkıntıların yığıntısı
bir yıkıntı ararım güneşi görmek için
bir hava uyarlarım
dindirmek için kendimi.
Rüzgar çıkar
Yine süzülüyor
başımdan aşağıya
nağmeleri sevgili çalgıların.
Dinliyorum yaşamın içinde.
Her an başka bir endamın var yaşam.
Bir baktım,
bir tuttum.
Ben yok oldum,
sihirli bir oyun oldum,
ben kayboldum.
İşte burdayım dedim: ben !
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!