Sen benim ilk kokladığım gülümsün.
Nasıl olsunda sensiz bu yüzüm gülsün.
Gülmez gülüm gülmez.
Sensiz tebessüm bile etmez.
Nedir gözlerimden alıp veremediğin,?
Gittiğin yerleri bilseydim,
Ardından çıkar gelirdim.
Bir kez özür dileseydin,
Seni hemen af ederdim.
Şimdi hangi şehirdesin.
Fazla yaşayamam,hemen solarım,
gönüllere mutluluk katarım
Ben aşkları,ben ayrılıkları anlatırım.
Görüntüm,rengim,kokum kadar da anlamlıyım
Günlerimi şaşırdım
Takvimler yalancı bana.
Bu aralar çok dalgınım
Ellerim durmadan sakarlıkta.
Ne gül ne sümbül tutmaz yerini.
Dengin değildir kır çiçekleri.
Sen nadide bir kardelen.
Ben bir ağustos böceği.
Bize iklimler engel.
Acıktıkca acıkanlar da durulur
Bir bakışla tıkananlar da kurulur
Kimi cennet, kimi cehennem bulur
Sultanlardan kalma sofradır İstanbul
Yaşasan da İstanbul da yüzlerce yıl,
Hep şu anını yaşadığın şu hayatta
Geleceğini,mazini hatırlamak istediğin gibi yaşa...
Hay Allah, yine aşık olduk iyimi.
İşin yoksa sabaha kadar onu düşün şimdi.
O kadar da kendi kendime söz vermiştim,
Kimseye bu kadar bağlanmayacağım diye.
Kabahat bende değil ki,gönlümde.
Kara kışta zangır zangır titrerken,
ansızın sıcak bir odaya girmek gibi
cayır cayır yakar sevdan bedenimi.
Uzun yolculuklar gibi yorar,
uyutmaz bu gözlerimi.
Arkadaşım Ali,
Çok acayip biri.
Birazda deli.
Hapsursam,''helal'',
Öksürsem,''çok yaşa'' derdi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!